15 Temmuz, Türkiye'nin miladı oldu. Şer olarak başlayan bu olaydan hayır çıkardık milletçe.
Son yıllardaki siyasi kutuplaşma düşünüldüğünde, 15 Temmuz, Türkiye için ulusal bütünlüğü  temsil eden nadir simgelerden biri oldu.
"Kıyamet kopsa da bunlar asla biraraya gelmez" denilen kesimler el ele tutuştu, omuz omuza verdi.
İşte bu manzara, muhteşem tablo iyice rahatsız etti, çıldırttı, kudurttu hainleri. Alçakça saldırılara giriştiler.
Bebek katilleri, yine çocuklarımızı vahşice katletti.
Polislerimizi, güvenlik güçlerimizi şehit etti, masum insanlarımızın ocaklarına ateş düşürdü. 
Hainler,  "anamuhalefet partisinin liderinin bir suikaste kurban gitmesi Türkiye'yi daha fazla karıştıracaktır" diye düşünmüş olacak ki,
15 Temmuz sonrasındaki net tavrı, duruşuyla dikkat çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na suikast düzenleyip öldürmeye kalkıştılar. Başaramadılar, başarılı da olamayacaklar.
***
BİZLERİN YAPMASI GEREKEN
Millet olarak tarihimizin en zor sürecinden geçiyoruz. 
Dışarıdaki düşmanı biliyoruz, asıl tehlike içimizde.
İnanıyorum ki, bunlardan hepsinin hesabı sorulacak.
İyi niyetle atılan adımlara ihanet edenler
Barış ve kardeşliğimize dinamit koyanlar
Demokrasinin verdiği hakları hainlik için kullananlar
Bize yaşattıkları acının
Yaratmaya çalıştıkları kaos ortamının
Türkiye üzerine hesapları bulunan dış mihraklara taşeronluk etmenin Bedelini ağır ödeyecek.
FETÖ'nün P.İ.Ç'lerinin akibetinden daha kötü bir akibete uğrayacaklar.
Çok uzun değil hesabın görüleceği, sorulacağı süre..
Başladı o hesap sorulmaya.. Sonuna kadar da gidileceğinden şüphemiz yok.
Hepsinin burnundan fitil fitil getirilecek Türkiye Cumhuriyeti devletine, milletine karşı yaptıkları hainlikler.
Ondan önce bize düşen görev ve sorumluluklar var.
***
ANTİ TAYYİPÇİLER BUNU İYİ OKUSUN!
Kardeşlerim, birazdan size 96 yıl öncesi yaşanmış bir olayın hikayesini anlatacağım. 
Lütfen iyi okuyun. 
Milletin yüzde 50'sinin oyunu almış bir iktidarı benim-semekte zorlanan kesimler daha iyi okusun. 
Hani o kendilerine "Ulusalcı", "Milliyetçi", "Atatürkçü" ve "Kemalistim" diyenler var ya.. 
Hani seçilmiş iktidarın gitmesi için bir takım güç ve od-aklardan medet uman çevreler var ya..
FETÖ'cülerin darbe girişimi başarısız oldu gibi burun kıvıran anti Recep Tayyip Erdoğan'cılar var ya.. 
Ulen yatın kalkın dua edin Başkomutan'a.. yoksa ananızdan emdiğiniz sütü de burnunuzdan getirirlerdi FETÖ'cüler.. diye hatırlatmadan da geçemeyeceğim.  
İşte hala o yöndeki görüşleri değişmemiş olanlar pür dikkat okusun
Mustafa Kemal'in ilk meclisin açılışında, bütün illerden gelen vekillere hitaben yaptığı konuşmayla ilgili paylaşacağım aşağıdaki satırları.
Anti Tayyipciler, size diyorum. Okuduktan sonra elinizi vicdanınıza koyun. 
Her şeye daha farklı bakacak, hatta ve hatta “Bizim yıllardır yapmak istediğimizi, anlatmaya çalıştığımız ama, anlatamadığımızı uygulamalı olarak gösteren adam” diyeceğinize eminim.
***
TEK KURŞUNUM KALANA KADAR
23 Nisan 1920... Ankara’da büyük millet meclisi açılmıştır. 
Memleketin her tarafından birçok milletvekilleri gelmiştir. 
Bu yeni meclise gelenlerin bir kısmı Ankara’da hiçbir şeyin olmadığını görünce, ümitsizliğe düşmüşlerdi.
 Bahsedilen ne Yeşilordu, ne hazine, ne yatacak otel, hiçbir şey yoktu. 
...Bazılarına bu dava çürük gelmiş olacak ki, memleketlerine dönmeye karar verdiler. 
Bunlar geri dönerlerse mecliste huzursuzluk olacağını anlayan Mustafa Kemal, kürsüye çıktı.
Milletvekillerine hitaben şöyle seslendi:
“İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. 
Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. 
Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. 
Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. 
Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağ’ına çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum.
Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. 
Ben buna and içtim!...” 
...
Kardeşlerim..
Başka söze gerek var mı?
..
27 Ağustos 2016