TÜRK Medyası ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ın müthiş zekası ve dik duruşu, Türk Milleti'nin demokrasiye ölümüne sahip çıkmasıyla bastırıldığı noktasında hem fikir aklı selim herkes 15 Temmuz isyanının.
Siyasete ilgi duyan veya duymayan, içinde olan veya olmayan bir çok kişi bazı telkinlerde bulunuyor şimdi.
Her şer'den bir hayır çıkarmak gerek ise; bizim şerrin hayrı da bu oldu düşüncesiyle.
AK Parti, MHP, CHP ve HDP'nin darbe girişimine karşı ortak ve tavizsiz duruşu aydınlık bir Türkiye için umutlandırdı hiç şüphesiz hepimizi.
Demokrasi nöbetinin tutulduğu Vilayet önündeki meydanda karşılaştığım, konuştuğum bir çok kişiden şunu işitiyorum:
“Fırsata çevrilmeli bu. Halkın farklı düşüncedeki kesimleri, kutuplaşmaktan vazgeçmeli. Birbirini yok etme hülyasını sonlandırmalı. İktidarı ve muhalefetiyle bir arada, huzur ortamında, genel menfaati öncelik sayarak yaşamanın şartlarında, hak, hürriyet ve adalet ilkesinde birleşmeli…”
***
Kim istemez böyle bir ortamı, böyle bir ülkede yaşamayı hainlerden başka!
Bunu gerçekleştirmek elbet bu ülke insanının elinde.
Nasıl mı?
Çok basit.
Yalan söylemek, iftira etmek, iki yüzlülük, ehil olmadığı halde bir işe talip olmak, insana, hayvana, eşyaya zarar vermek, insanları korkutmak, huzurlarını bozmak, şahsi menfaati ve hırsına ülkenin ve milletin menfaatini feda etmek, halka ve ülkeye zarar verecek bir olaya, suça göz yummak ve bunları şantaj aracı olarak kullanmak... bütün dinlerde ve ahlak sistemlerinde kusurdur, ahlâksızlıktır, değersizliktir..
Doğru mu bu?
Yüzde bin beşyüz doğru... dediğinizi işitiyorum.
O zaman işe buradan başlayabiliriz.
***
İşin özü şu:
Köprü yaptık, yol yaptık. Okul, hastane yaptık.
Dünyayı kıskandıracak projelere imza attık.
Atmaya da devam ediyoruz ama, bir yerde eksik yaptık!
İnsan yetiştirme tarafımız hep eksik kaldı diye düşünüyorum.
Dünya işleri peşinde acayip şekilde yarıştık!
Fena halde kaptırdık kendimizi.
Günü kurtarmaya çalışınca görmedi gözlerimiz, işitmedi kulaklarımız, hissetmedi kalplerimiz bazı eksiklikleri!
Şimdi zaman, ahlak ve fazilet yarışı zamanıdır.
Vakit, vatanını, milletini seven nesil yetiştirme vaktidir...
..
Ramazan DEMİR
1963 yılında Balıkesirde doğdu. Gazeteciliğe çocuk yaşlarda başladı. Hizmet, Birlik, Yeni Haber, Haberci, Gazete Balıkesir ve Yeni Gazetem'de muhabirlik, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği yaptı.
1993'de Anadolu Ajansı Balıkesir Temsilciliği görevini üstlendi. Bu görevi rahatsızlığı nedeniyle 2015'de bıraktı.
Ekmek Davası, Küçüksangate ve Balıkesirspor Dosyası yazı dizileriyle bazı olayların aydınlatılmasını sağladı.
1992'de Türkiye'nin ilk spor gazetesini (Tribün) Balıkesir'de yayın hayatına sokan ekibin başındaydı. Balıkesirspor başta olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerinde görev aldı.
Sürekli Basın Kartı sahibi Demir, 2006'dan bu yana Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti başkanlığını yürütüyor. Bir dönem Marmara Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığı görevini üstlenen Demir, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. Demir, evli olup iki çocuk babasıdır.
Devam Et
- Vatandaşın Sesine Kulak Verin! Balıkesir'de Neden Yok? 21.08.2025
- Zor yokuşlar, dostu da düşmanı da ayırır 20.08.2025
- TOPUKLU EFE ve BALIKESİR ZEYBEKLERİ 14.08.2025
- Deprem, Yangın, Dayanışma ve Kırsalın Hali... 12.08.2025
- SINDIRGI DEPREMİNİN YAŞATTIKLARI 10.08.2025
- Market kasasında bir enflasyon hikâyesi 06.08.2025
- Emir Sultan.. Çay Deresi Hikâyesi ve Balıkesir’in İki Yakası 02.08.2025
- KEDİ TÜYÜ KANSER YAPAR DİYEN OKUSUN 31.07.2025
- BUGÜNE VE 2071'LERE DAİR NOTLAR 30.07.2025
- HASTANE ve OKUL KANTİNLERİ... 28.07.2025
Yorumlar