Bugün bir dayı anlattı;

"Bizim Belediye Başkanı öldükten sonra, arkadaşı işi gücü yok, zamanı bol, ilçeye hizmet eder diye başkan seçtik.

Çok iyi çalıştı, ama ilçeye değil, kendine...

Katı, yatı bir yana, adam şu anda ilçeyi satın alacak duruma geldi.

Onu da geçtik, amir, memur, vatandaş hemen herkese tepeden bakmakla kalmayıp, hart/hurt yapıyor.

Bakalım nasıl kurtulacağız.."

Dayı anlattıkça ağzım açık kaldı.

Herhalde o arkadaş "Hakk'a ve Halka Hizmeti" yanlış anlamış olacak ki, altın tepsi içerisinde sunulan Cennetin anahtarını elinin tersiyle itip, kendi cehennemine odun taşımış..

"Kim bu arkadaş" diye sormayın!

Tanıyanlarınız benim karakterimi bilir.

Kişilerle ve özel yaşantılarıyla asla, işim gücüm olmaz.

Şunu da ilave edeyim, ismen yazılması gerekiyorsa, deklare ederim.

Bugüne değin, mesleğimi de icra ederken, kendimi polis/jandarma, savcı/hakim yerine koymadım, asla ve kat'a koymam da..

"Aslolan devlettir ve binlerce yıllık tecrübesiyle her zaman 18 yaşındadır" der;

Yeri ve zamanı geldiğinde yanlış yapan soysuzlardan da hesabının sorulacağına inanırım. 

Bugün söyleyeceğim tek cümle;

Rabbim, necip Türk milletini, dünyevileşmenin kıskacından kendini kurtaramayıp iman ve istikametini şaşıranlardan korusun..

Selâmetle...