16 Nisan'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı Sistemi Anayasa değişikliği referandumu için süre giderek kısalıyor. Haftalar kaldı.
‘Evet' ve ‘Hayır' için özellikle Avrupa ülkeleri başta olmak üzere sürece resmen müdahil durumdalar. ‘
Hayır' için akla hayale gelmedik algı bombardımanı yaşıyoruz. ‘Evet' cephesi diye bir cephe ise oluşmadı. Milletin ortak aklı şu an için ‘Evet'le ilgili yükü kendiliğinden götürüyor. 
Hollanda olayı ve Almanya'nın açık tutumundan sonra toplumda ciddi bir silkinme oluştu.
Fakat bu durumun sistematik bir çalışma ortamına döndüğü düşünülemez daha. O nedenle ‘Evet' cephesinin hızlı bir toparlanmayla zaten milletin bir sebep beklediği kararının açığa çıkarılmasına ihtiyacı var.

Nedenini anlayamadığım veya yanlış algıladığım ‘Evet' konusunda bir dağınıklık bir durgunluk var. ‘Evet' için çalışmalar hep başkalarından bekleniyor. Yani her şey Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan bekleniyor. Bu sütunları devamlı okuyanlar hatırlayacaktır; ‘Reis, referandumun yükü de sende kaldı' başlığı ile kaleme aldığımız yazımızı.
O yazıdan bu yana hiçbir değişiklik yok. Sadece AK Parti teşkilatları bir ara hareketlendi. Başbakan Binali Yıldırım sahaya indi. Miting yapılan illerde öncesinde ki hareketlilik miting sonrası yavaşlıyor.  
Teşkilatlar klasik çalışma metotları ile STK ziyaretleri, salon toplantıları, teşkilat ziyaretleri, ilçe gezileri ile durumu idare ediyorlar.

Genel merkez ise büyük illerin bazılarında broşür dağıtımı için firmalarla anlaştığını duyduk. Fakat bu çalışmaların etkinliğini milyonlar sarf edilse de halen hissedemedik.

Bana sorulmaz ama yazayım, AK Parti çok acil klasik propaganda yöntemleri ile birlikte millete dokunan, milletin dikkatini çekecek daha etkin yöntemleri devreye koymalıdır.  Şu an için bilinçli veya doğaçlama bilmiyorum ama Türkiye'nin dört bir yanında ‘Hayır' için çalışan militan ruhlu ekipler devrede. Ev ev, sokak sokak dolaşıyorlar. Birçok yerde terslenseler de vazgeçmiyorlar.  Öncesi gün Antalya'da bulunan Sabri Sezer dostumla görüştüm. Hal hatırdan sonra Antalya'da referandumla ilgili durumu sordum. Yaşadıkları enteresan. Dedi ki “Cadde de yürüyorum. Orta yaşlarda bir adam bisikleti ile yanıma yaklaştı. Selam verdi. Benden bu referandumda ‘Hayır' vermemi istedi. Bununla da kalmadı. Otobüse bindim. Bir başkası otobüste propagandaya başladı. ‘Ben ‘Evet' vereceğim size ne? Dediğimde tartışmaya girdi. Onun o tavrından otobüste sessiz duran vatandaşlar rahatsız oldu. Tepki gösterdiler.” 

Tüm bunlar yaşanırken Ankara Bürokrasisinde de enteresan durumlar oluyor.  
Bürokrasi zaten referandum belirsizliği nedeniyle durma noktasında. Bunun üstüne birkaç ayrı kaynaktan da teyit ettim. Halende etkin görevde bulunan bir kısım bürokrat grubunun bulundukları makamları ve her ay aldıkları maaşlarının 5-10 katı da yan gelirlerinin referandum sonrası tehlikeye gireceği düşüncesi ile ‘Hayır' için çalıştıkları bilgisi geliyor. Bu bürokratların etkin olduklarını düşündükleri illere yayılarak ‘Hayır' için organizeler yaptıkları konuşuluyor. 
Bu nedenle bilgileri aktaran dostlar “Her akşam mesai saatinden sonra ve her sabah mesai başlamadan önce Esenboğa'ya gidin. Hangi bürokratların nerelere gidip, nerelerden geldiklerini görürsünüz” diyorlar.

Tüm bunların yanında 16 Nisan'da yapılacak referandumda eğer %60'ları aşacak bir sonuç isteniyorsa AK Parti'nin çok acil uygulamaya koyması gereken tedbirler var. Bu tedbirlerin başında teşkilatları, kadın kolları ve gençlik kollarının kapı kapı çalışma stratejisine geçirmesi geliyor. 
Şu an için 9 milyonu bulan AK Parti üyesi vatandaşa tek tek ulaşılarak bulundukları bölgelerde harekete geçmeleri sağlanmalıdır.  ‘Evet' çalışmaları üyelere, teşkilatlara yönelik değil ‘Hayır'cı ve kararsız seçmenlere yönelik yürütülmelidir. Birçok yerde ‘Körler sağırlar birbirini ağırlar' şeklinde geçiyor propagandalar.

En önemlisi de AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin köylüye, çiftçiye, emekliye, işçiye ev hanımına doğrudan sağlayacağı faydalar konusunda söylemlere ihtiyacı var. Tıp ki 7 Haziran seçimleri öncesi AK Parti'nin akademik ağızla yazılan 100 vaadi gibi şu an için Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin getireceği genel faydalardan söz etmek havada kalıyor. Bu genel faydaların  yanında vatandaşa doğrudan dokunan faydalarında sıralanmasına ihtiyaç vardır.

Cuma'nın hayrı üzerinize olsun….