KIRSAL mahalle yollarında ulaşımın durması,
İnsanların karayollarında mahsur kalması,
Terminal binalarında saatlerce beklemesi önemli bir mevzu değil bence.
Abartmaya.. Karayollarını, Belediyeleri ve diğer kurum veya kuruşları suçlamaya hiç gerek yok!
Neden mi?
Hemen söyleyeyim.
Olumsuz hava koşullarını bile bile zincirsiz çıkarsan yola, zorunlu olmasına rağmen kar lastiği takmazsan aracına..
Yolda da kalırsın, bugüne değin durup sıcak bir çayını içmeye ikircikli davrandığın dinlenme tesislerine de sığınırsın..
Bile bile lades diye işte buna deniyor bizim ülkede!
Kendi düşen ağlamaz, karaları bağlamaz diyorlar ayrıca. Şarkısı bile var..
Dolayısıyla pek umursadığımı söylesem kendimi kandırmış olurum.
Hiç mi üzülmedim?
Üzüldüm elbet.
Bugüne değin hiç bir kar yağışında görmediğim, hızı saatte 100 kilometreleri aşan fırtınalarda bile duymadığım kadar can gitti.
İşte buna çok üzüldüm.
Asırlık çam ağaçları, son yılların en şiddetli kar sağanağının yükünü taşıyamadı, devrildi, öldü!
Tarihi Paşa Camii bahçesi'ndeki asırlık ağaç yok şimdi. Aynı şekilde Valilik ve Karesi Kaymakamlığı bahçelerindeki o güzelim ağaçlarda gitti!
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Nazım Ergelen'in söylediğine göre, sadece kent merkezinde, yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle devrilen çam ağacı sayısı100'ün üzerinde. Bu bilinen rakam.
Bir çam ağacı 15 yılda gençleşiyor. Otuz yılda büyüyor, dikili bulunduğu çevreye 1000 yıl boyunca oksijen saçıyor.
Devrilen ağaçlara baktıkça nefesimin biraz daha azaldığını hissettim ve üzüldüm!
Bir başka üzüldüğüm ise, aç kalan ve telef olan sokak hayvanlarıydı.
Bir de ani rahatsızlık geçiren insanlarımız.
Gerçi onlara ayrıcalık vardı. Hastanelere yetiştirmek için tüm ekipler seferberdi çünkü..
Gerisi benim için yalan!
....
FOTOĞRAF YALAN SÖYLEMEZ
Müthiş bir yağıştı. Lapa lapa derler ya! İşte aynen öyle yağdı.
Hem de akşamdan öğleye durmaksızın. Biz tadını çıkardık çevremize aydınlatan beyazlığın ama, oksijen depolarımız taşıyamadı dallarını sarıp sarmalayan kar tanelerini ve kırılıp böyle yere yığıldı...!
Ramazan DEMİR
1963 yılında Balıkesirde doğdu. Gazeteciliğe çocuk yaşlarda başladı. Hizmet, Birlik, Yeni Haber, Haberci, Gazete Balıkesir ve Yeni Gazetem'de muhabirlik, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği yaptı.
1993'de Anadolu Ajansı Balıkesir Temsilciliği görevini üstlendi. Bu görevi rahatsızlığı nedeniyle 2015'de bıraktı.
Ekmek Davası, Küçüksangate ve Balıkesirspor Dosyası yazı dizileriyle bazı olayların aydınlatılmasını sağladı.
1992'de Türkiye'nin ilk spor gazetesini (Tribün) Balıkesir'de yayın hayatına sokan ekibin başındaydı. Balıkesirspor başta olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerinde görev aldı.
Sürekli Basın Kartı sahibi Demir, 2006'dan bu yana Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti başkanlığını yürütüyor. Bir dönem Marmara Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığı görevini üstlenen Demir, halen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcılığını yapmaktadır. Demir, evli olup iki çocuk babasıdır.
- Ahlak ve meslek yasası olmayınca... 28.04.2024
- Havva ninenim gülleri ve insanlık 26.04.2024
- RAŞİT ÇAVUŞ... 22.04.2024
- Kazanılan bilinirse, kaybedilen anlaşılır 21.04.2024
- BEYTÜLMAL'A DOKUNMAK.. 18.04.2024
- Öldük, bittik, mahvolduk ve Ekrem Yavaş... 15.04.2024
- ÖMÜR BİR 13.04.2024
- ORTADOĞUYA BİR DE BU GÖZLE BAKIN 13.04.2024
- İNSAN ve KARPOSTAL 09.04.2024
- AYVALIK HESABI YANILTIR! 08.04.2024
Yorumlar