Susurlukspor ile Etispor arasında 18 Mayıs Cumartesi günü oynanan Bölgesel Amatör Lig final maçını seyrettiniz mi?

Ben maçı belediyemizin facebook sayfasından değerli kardeşlerim Serhat Can ve İrfan Ayyıldız’ın içten anlatımıyla yoğun duygular içinde izledim.

Son dakikalara kadar 1-0 önde götürsek de neticede 2-1 kaybettiğimiz, unutulmaz bir maçtı.

Öyle bir maçtı ki…

Kimine göre hayal kırıklığı kimine göre şansızlıktı.

Bana göre ise bir futbol karşılaşmasından daha fazlasını ifade ediyordu.

Hayatın ta kendisiydi o maç…

Öyle bir maçtı ki…

İçinde mutluluk ve üzüntü vardı.

Tıpkı hayatımızda yaşananlar gibi…

Öyle bir maçtı ki…

Bazen zor durumlarda kalınıyor tam her şey bitmiş derken düzlüğe çıkılıyordu.

Bazen de tam işler yoluna girdi derken her şey birden tam tersine dönüyordu.

Tıpkı hayatımız gibi…

Öyle bir maçtı ki…

Başlangıcı ve sonu vardı içinde güzel ve kötü zamanları olabilen.

Tıpkı hayatın da olduğu gibi…

Aslında Susurlukspor’un sezon boyunca maçlarını seyredenler, “hayata” dair birçok şey öğrendiler farkında bile olmadan.

Sabırlı olmanın…

Çok çalışmanın…

Asla vazgeçmemenin…

Ve inat etmenin ne gibi sonuçlar doğurabileceğini gördüler.

Üzüntüyü de yaşadılar sevinci de…

Coşkuyu da yaşadılar hüsranı da…

Gülmeyi de bildiler ağlamayı da…

Ama daima bir “umudun” var olduğunu, “inançlarını” kaybetmemeyi, her şeyin bir anda değişebileceğini anladılar.

Tıpkı hayatta da olduğu gibi…

Sahanın içinden olduğu kadar tribünlerden de yansıyordu bir dolu hayat…

Tribünlerdeki neşe ve coşku, hayatın da eğlenceli yanıydı.

Kemik Tayfa” vardı her maçta olduğu gibi takımını sonuna kadar destekleyen.

Yan yana, omuz omuza, dinine, siyasi görüşüne, zenginliğine, fakirliğine bakmadan neşe içinde şarkılar, marşlar söylüyorlardı.

O tribünlere bir an bile olsa bakanlar, ne kadar farklı insanlar olduğunu ve tüm bunların el ele kol kola bir arada yaşayabileceğini görüyorlardı…

Bir yanda; zıt düşünceleri savunabilmek için birbirlerilerini germeden, sinirlendirmeden, celallenmeye gerek olmadan, ortalığı cehenneme çevirmeden, kırıp dökmeden de bir takımın (bir partinin, bir inancın) desteklenebileceğini fark ediyorlardı.

Diğer yanda; herkesin görüşlerine değer verildiği bir ortamın ne kadar kıymetli olduğunu anlıyorlardı.

Aslında bizler bir futbol maçı seyretmiyor, hayatımızı seyrediyorduk farkında olmadan…

Bir üst ligin kapısından döndüğümüz maçın ardından değerli kardeşim Özkan Çetin, Susurlukspor yönetiminin Olağanüstü Genel Kurul kararı aldığını bildiren duygusal bir paylaşım yaptı…

Bizlere tüm bu duyguları yaşatan Susurlukspor Kulübü Başkanı Seçkin Arık başta olmak üzere yöneticiler Efkan Bozdağ’a, Özkan Çetin’e, İrfan Ayyıldız’a, Seçil Tuna’ya, Recep Şuruh’a Cihat Ceylan’a; Teknik Heyetimiz, Ercüment Bölükoğlu’na, Sadi Şahin’e, Samet Büyükyazıcı’ya, Ufuk Yormaz’a, Aytaç Kuvan’a ve futbolcularımıza sesleniyorum!

Bizlere pes etmemeyi, mücadele etmeyi, zorluklara rağmen bir arada durmayı öğrettiniz.

Her ne kadar hedeflerimize ulaşamasak da birlikte başardıklarınız, kurduğunuz bağlar, Susurluk Spor’un gerçek değerini gösterdi.

Bu yolculukta, sporu, bir arada olmayı, dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladınız.

Şimdi topu yeniden elinize alın…

Sizler de pes etmeyin, yola aynı heyecanla devam edin…