facebook

"Ne düşünüyorsun"

diye sorduğunda;

"kimi kahrından ölüyor

kimi kanser oluyor bizim şehirde

kimiyse hiç beklemediği anda

kendine yakın gördüklerinin nankörlüğü karşısında yıkılıp kalıyor..."

diye başlayıp,

destan gibi döktürüyordum ve

tam noktayı koyup bitireceğim anda

facebook da bana nankörlük yaptı!

tüm yazdıklarım tek dokunuşla uçtu gitti.

sanki üzülmemi istemedi sihirli bir el!

çok sık yaşıyorum bunu son dönemde.

eş/dost sohbetleriyle dillendirdiğim şehre ve insanlarına dair konuları yazıp tarihe not bırakmak istesem de;

rahmetli anacığımın

"oğlum her şeye burnunu sokma" diye başlayan nasihatlarıyla,

"ulen ramazan zati çeyrek porsiyonsun. tek başına değiştirmeye gücünün yetmeyeceği konuları dillendirerek niye yırtınıp üzüyorsun kendini, bas frene..." diyorum.

gelgelelim; 

Hz. Peygamberimizin

"haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."

şeklindeki ümmetine nasihatı kulaklarımı çınlatıyor.

en can alıcı yerimden vuruyor

yüreğimi sızlatıp, yakıyor.

başa dönersek silinen yazımın özeti,

"insanların kahrından ölümüne, kanser olmasına ve yıkılıp kalmasına vesile olanlar var ya,

işte onlar

baş köşelerde ağıt yakıyor,

yalancıktan şifa diliyor...

insan olanın yüreğini işte bu manzara acıtıyor."

vb kelimeler dizesinden oluşuyordu.

ilk kurduğum cümleler sanki biraz daha aleniydi.

sen söyleyip yazsan da

ikincisinde aynı kelimeleri yanyana getiremiyorsun.

ben insanları bazen

dünyaya hiç ölmeyecek gibi

tutkuyla bağlanmış

zavallılara benzetiyorum.

hiç öyle olmasa

fitne/fesat/haset peşinde koşar mı?

şahsi hırs ve ihtirası

uğruna nankörlük aklına gelir mi?

kendine iyiliği dokunmuş olanları

kahrından kanser edip yataklara düşürür, öldürür mü?

sonraysa

"cinayet mahalline gelen ilk katil olur"

dedikleri gibi,

cenazelerinde boy gösterir miydi?

size soruyorum,

zavallı değilse bunu yapan, peki kimdir, nedir?

hadi "ayı yavrusunu severken öldürür" derler

iyi de biz insanız yahu, insan...

yaratılmışlar içerisinde en şereflisi...

"bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok." yani.

işte böyle konuştukça ben

kimi arkadaşlar

"makyavelist ol, öyle düşün, yaşamına uygula"

tavsiyesinde bulunuyor...

"tamam o dediğinizden olacağım.. ögretin bana" dediğimde sırtlarını dönerek bildikleri yola devam ediyorlar!

galiba en iyisi susmak!

...

biliyor musun

tüm bu yaşadıklarımız

hep senin yüzünden two-faced creature..!

bu arada

Balıkesirspor'u soruyorsanız;

sezon açılışı sonrası yazıp geleceğe not düştüğüm gibi; 

şampiyon olacak,

hiç şüpheniz olmasın.

lakin şunu tekrar edeyim; 

bizim şehirde b..kçu takımı var.

ne idükleri belirsiz bu tipleri dikkate almayın.

eger ki,

amaçları her daim bağcıyı dövmek olan bu 'two-faced'ler dikkate alınıp eller ayaklara dolaştırılırsa, bakın ona bir şey diyemem...

son söz; 

belki de dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz.

gelgelelim

sahip olunan doğal zenginliklerin farkında değiliz.

olanları da

en başta dediğim gibi;

ya kanser ediyoruz, ya kahrından öldürüyoruz. 

öyle olunca mehteran takımı gibi iki ileri, bir geri gidiyoruz.

ne olursunuz;

işini iyi yapan insanlara

destek değil, köstek olmayın yeter!

Selametle...