31 Mart 2024 Yerel seçimleri için Belediye Başkan adayları yanı sıra Muhtar adayları da hummalı bir çalışma içersindeler. Milli Görüş, Milli Ruh, Milli Şuur kaynaklı siyasette ‘’vazife istenmez verilir’’ kuralı her zaman ve her yerde konuşulsa da, geçmiş yıllarda olduğu gibi maalesef günümüzde bu kural işlemiyor sadece sözlerde kalıyor.

İl, İlçe veya belde Başkanlığını kıl payı kaçırdım o halde, ille de ben Belediye Başkanı olmalıyım. Belediye Başkan yardımcılığı elbet bana yakışır veya bizim mahallenin muhtarı ben olayım çünkü o makama ben herkezden daha lâyıkım. Belediye Meclisi üyeliğini benden daha iyi yapacak kim olabilir ki, diye düşünenler her zaman ön plânda görülmüşlerdir, bu gün de öyle değil mi?

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Belediye Başkanları, Büyükşehir Belediye Başkanları, Belediye meclisi üyeleri, Muhtarlar ve ihtiyar heyetleri belirlenecektir. Bu bakımdan tüm adaylar şimdiden şirinlik muskalarını boyunlarına takmışlar, önce ‘’yukarıya’’ dedikleri Genel merkezlerine ve bilâhare yerelde vatandaşlarımıza kendilerini beğendirme ve tercih ettirme yarışına çok evvelden başladılar.

İşte burada en büyük vazife aday adaylarının ‘’Yukarıya’’ dedikleri Parti Genel merkezlerine ve genel merkezde tercih işiyle görevlendirilen ve ‘’güvenilen’’ ve fakat çoğu kez güvenleri boşa çıkararak yanlış tercihlere kapı aralayan il koordinatörlerine, il sorumlularına düşmektedir.

Meseleye Ak Parti merkezli bakacak olursak, Cumhurbaşkanımız ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman dillendirdiği liyakat ve sadakat hep ön plânda olmalıdır. Tayyip Bey’in bu güne kadar şaşmayan siyasi tercih ve düşüncelerinin tam zıddı düşüncelere sahip bazı Genel Merkez yetkililerin olduğu çoğu kez yazıldı ve konuşuldu. Hatta o kadar ki, ‘’Külliyeye bir sandık konulsa ve Genel Merkez çalışanlarının siyasi tercihlerini sandığa aksettirmeleri istense sonuç olumsuz çıkar’’ diyen Genel Merkez çalışanları olduğu bilinmektedir.

Maalesef Genel Merkez çalışanları arasında ve hatta Tayyip Beyin yakın çevresinde bile çıkar hesaplarıyla hareket ederek, görülmesi ve neşter vurulması gereken yanlışları görmeyen ve hatta görmemezlikten gelenlerin olduğu il ve ilçe teşkilâtlarında konuşulmaktadır.

Her zaman dediğimiz gibi; ‘’ne davası kardeşim ben çıkarıma bakarım’’ diye, hem de sesli düşünenler teşkilâtlarda bilindiği halde yerlerinden bir milim olsun kıpırdatılamadılar. Çünkü ‘’yukarısı’’ denilen ve herhangi bir ulvi davası olmayan, Milli Görüş, Milli Şuur ve Milli Mefkûreden bi haber kişilere dikkat edilemedi.

O kadar ki, iki üç dönemdir Belediye Başkanlığı, Belediye encümen üyeliği yapmış adama, dava dediğimizde yüzümüze aval aval bakarak, ne davası, hangi dava, hangi mahkemede ağabey diyebiliyor.(!)

Ak Partinin 22 yıllık iktidarı sürecinde sırf Tayyip Beye güvenlerinden dolayı Ak Partiyi destekleyen pek çok insan şimdi her plâtformda, her yerde ve açıktan konuşuyor: ‘’Bu adamı tekraren Belediye Başkanlığına, bu adamları da encümen üyeliğine aday gösterirlerse kesinlikle Ak Partiye oy vermem’’

Tabir caizse, sapına kadar Milli Görüşçü olanların bu sözleri, AK Parti il Teşkilâtları yanı sıra AK Parti Genel Merkezindeki sorumsuz sorumluları biraz olsun düşündürüyor mudur acaba? Sanmıyorum (!)

Milli Ruhtan, Milli Şuurdan ve Milli Görüşten bi haber şahıslar, bu güne kadar olduğu gibi yine aday gösterilirse akıbetin olumsuz olacağı şimdiden belli. Oylar düşüyor, Ak Parti kaybede kaybede kazanıyor. Bu durum daha ne kadar devam edebilir ki.?

Düşen oylar, kaybedilen Milletvekillikleri ve kaybedilen Belediyeler Milli görüş ve Milli şuurdan bi haber Belediye Başkanlarının, encümen üyelerinin umurunda değil. Adamların derdi, çeşme akarken testiyi doldurmak ve milletimizin alın teri paralarını ruhsuz ve hafif meşrep şarkıcılara, türkücülere konser adı altında akıtmak.

Buna mukabil Ak Partinin kaybede kaybede kazanmasına gerçek Milli Görüşçüler üzülüyor adeta kahroluyorlar. Hani bir söz vardır: Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar.

İl koordinatörü veya İl sorumlusu olarak yukarıdan görevlendirilen sorumsuz sorumlular ince eleyip sık dokumaları gerekirken pek çok ilimizde denetim görevini yapmadıkları ehli namus çalışanlarca ifade edilmektedir. Bazı illerde koordinatör veya denetleyici ile denetlenecek kişilerin işbirliği yaptığı şayiaları bile vardır. (Yarası olanların gocunduğunu buradan göremesem de şimdiden hissetmekteyim. (!)

Belediye Başkanlarının, Başkan yardımcılarının, Meclis üyelerinin göreve başlarken sahip oldukları servetleri ile şimdi sahip oldukları servet, Genel Merkez tarafından araştırılıp adalet terazisine konulmadığı için, şimdi seçmen araştırıyor ve bu adam orada durduğu sürece ben oyumu falan şahsa ve falan Partiye vereceğim diyerek Ak Partiyi es geçebileceğini dahi ifade edebiliyor.(!)

Babasının verdiği simit parasına kendinden bir çay parası ilâve edemeyecek kadar züğürt olan bazı şahısların(!) Başkan, Başkan Yardımcısı ve encümen üyesi olduktan sonra ve nasıl olduysa (!) villâ ve kaşane sahibi oldukları konuşuluyor. O kadar ki, Ak Partiyi basamak yaparak ve bulunduğu makamdan dolayı Nüfuz kullanarak hısım – akraba, yaren ve arkadaşlarını Belediyelere dolduranların Belediye haricinde de yine nüfuz kullanarak bir yerlere hısım akraba ve yarenlerini yerleştirdikleri kahvelerde ve ev sohbetlerinde konuşuluyorsa, bilinmelidir ki, balık baştan kokmuştur.

Bu sebeple; İki dönemdir, üç dönemdir yan gelip yatmasından, her işe salça olmasından ve her yamukluğu kitabına uydurmasından dolayı, halkımız tabiriyle iyice kaşarlanmış kişilere Ak Parti kadrolarında yer olmamalıdır.

Ak Parti İl Teşkilâtları ve Belediye kadrolarına hasbel kader girebilmiş kaşarlanmış asalaklara fırsat verilmemeli ve bu tip kişilerin daha etkili yerlere gelme oyunlarına göz yumulmamalıdır.

Unutulmasın ki, Belediyelerde meydana gelebilecek şaibeli icraatların faturası yamuk ve kaşarlanmış faillere değil, Parti Teşkilatlarına çıkmakta ve dolayısıyla oy sandığına yansımaktadır.

Mensup olduğu Partisini en iyi yerlere taşıma iddiasıyla bir yerlere getirilenlerin, maalesef çoğu kez kendisini ve dolayısıyla yamukluklarını Partisine taşıttırdığına şahit olunmaktadır.. Başkan, Başkan yardımcısı, encümen üyesi demeden şayet varsa ve ihtimal dahilinde bile olsa, Ak Parti bu tip asalaklardan temizlenmeli ve yepyeni, milli ruh, Milli Şuur ve Milli Görüş donanımlı adaylara şans tanınmalıdır.

Dikkat edilmelidir ki, Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önceliği; Milli Ruh, Milli Şuur, Milli Görüş, Liyakat ve Sadakattir.

Unutulmasın ki biz dostuz. Ciğerimiz yansa da, kan kussak da kızılcık şerbeti içtik demesini biliriz, dost acı söyler.