Yazımızın başlığını ‘’dünyanın vicdanı nerede’’ diye değil, ‘’dünya Devletleri, Devlet adamlarında bir nebze olsun vicdan kırıntısı var mı’’ diye atsaydık belki daha yerinde bir başlık olurdu. İngiltere ve Amerika gibi iki sömürgen Devletin defi belâ kabilinden ülkelerinden tehcir ettikleri (kovdukları) Yahudiler, tarih boyunca melânetlerinden emin olunmak için tüm dünya Devletleri tarafından sürgün edilmiş hep dışlanmış kovulmuşlardır.

‘’Yahudiler neden dışlanmışlar, neden kovulmuşlar, neden hep tehcire maruz kalmışlar’’ diyen elbet olacaktır. Böyle bir sorunun sahibine: ‘’Filistin’de 1946 öncesinde ve özellikle 1946 dan günümüze ve şimdi de/ Gazze’de akan kanı bir nebze olsun görmüyor musun, hayvani duygularla öldürülen binlerce masum bebek, çocuk ve kadınları Televizyon ekranlarından ve sosyal medyadan izlemiyor musunuz’’ dediğimizde, Ama Hamas, ama İzzetin El Kassam Tugayları diyerek Yahudi severlik yapabilirler.

Peki, Yahudi katiller sürüsü Gazze’de hamasın askeri kanadı İzzettin El Kassam Tugayı mücahitleriyle mi çarpışıyor, yoksa bebeklerle çocuk ve kadınlarla mı harp ediyor. Yahudi askerlerinin uçaklardan, tanklardan top bataryalarından ve de uzaklardan atıkları bombalarla öldürdükleri 15 bine yakın masum sivil insanın yarısı çocuk, bebek ve kadın değil mi? İki yaşında hatta iki aylık bir bebeğe tankın namlusunu doğrultan ve bu masum yavruyu tank ateşiyle, top ve füzeyle öldürecek kadar alçaklaşan bir ordu ve asker masum olabilir mi?

Hastaneleri vuran, hastaları katleden, Okulları vurup talebeleri öldüren, Şehrin suyunu, elektriğini, gazını kesip tarlalarını domuz sürüleri gibi yok eden, un fabrikalarını ateşe verip ekmek fırınlarını yerle bir eden zihniyete bunlarda insanmış denilebilir mi? Lanetli millet savaşmıyor, katliam yapıyor, kandan beslenip kan içiyor. Adeta ‘’eceli gelen köpek cami duvarına işermiş’’misali.

Muharref (değiştirilmiş) Tevrat’a yazdıkları, Tanrılarının emri dedikleri melânetlerini, katliamlarını, gizli açık cinayetlerini bu katiller sürüsü tarih boyunca yapa gelmişler. Ve dolayısıyla dünya Devletleri yanı sıra dünya milletlerinin de huzurunu kaçırmışlar, nefretini kazanmışlar ve her ülkeden, her Devletten kovulmuşlar. (Bknz.Cevat Rifat Atilhan. İğneli Fıçı)

Yahudi sürgünlerinin ana sebebi kendilerinden başka hiçbir milleti insan olarak kabul etmemeleri ve tüm insanları katledilecek, öldürülecek bir koyun sürüsü olarak görmeleridir. Bu sebepledir ki, Gazze’ye ve Gazze’deki silâhsız bi günah bebeklere, çocuklara, kadınlara aç kurtlara taş çıkartırcasına ibadet aşkıyla saldırıyorlar, Katledip kan gölü yapıyorlar.

Yahudilerin gizli büyücülük Kabala sistemi, korkunç ve kanlı olduğu kadar acımasızdır. Kanlı ayinleri ve iğneli fıçı vakaları asırlardır Yahudilerin vazgeçilmezi olduğu için, bu gün Gazze’de oluk oluk bebek ve çocuk kanını ibadet aşkıyla akıtıyorlar. Bu sebeple Telaviv’de Hahamlar, Yahudi kadınları ve çocukları bile aşk ve şevkle ‘’Müslümanlar ölmeli ve bir böcek gibi yok edilmelidir’’ diye orkestra eşliğinde dans ederek kanlı katliamlara eşlik ediyorlar.

Bu konuda Yahudiliği çok iyi incelemiş Alman Profesörlerinden Dr.Erich Bischoof yayınladığı kitabında bakın ne diyor: (Yahudi kitabında, hayvandan bir farkı olmayan yabancıların (Müslüman Hıristiyan Vd. fark etmez) öldürülmeleri hakkında ayet vardır. Bu öldürme kanuni bir metotla yapılmalıdır. Yahudi dinine inanmayanların, Allahımıza kurban edilmeleri icap eder.)

İşte Yahudi’nin dini kitabından bir parça, buna ne buyurulur?.. Yahudilerin 1946 dan bu yana Filistin’de yaptıkları yüzlerce, binlerce katliamın ve bu gün Gazze’de oluk oluk akıtılan bebek kanlarının hülâsası budur.

Meşhur Kaşif ve şarkiyatçı ilim adamı ve bitaraf İngiliz Sir Richard Burton bakın ne diyor: Telmut’u en ince teferruatına kadar inceledim. Yahudi ve Yahudi olmayanlar için Telmut şöyle der: ‘’-Modern Yahudi inancının en mühim noktası şudur: Yabancı, yani Yahudilik dinimize bağlı olmayan insanların hepsi, kaba hayvanlardır. Onların dağda gezen sırtlanlardan daha fazla bir hakları olamaz.’’

Sir Burton devamla: ‘’Telmut derki, Allahımız Yahovayı memnun edecek iki kanlı ayinimiz vardır, biri Paschal Hamursuz bayramı, diğeri de çocuklarımızın sünnet merasimi.’’ Bu durumda anlaşılıyor ki, Yahudiler Hamursuz Bayramlarına mutlaka insan kanı karıştırıyorlar. Bu sebeple Gazze’yi kan deryasına çevirdiler ve bu nedenle Telaviv’de caddelerde yaşlı- genç, kadın -erkek hayvanlar gibi, sevinç içinde tepinerek eğleniyorlar, Gazze’de Müslüman kadınların, çocukların ve bebeklerin kanlarını oluk oluk akıttık diye bayram yapıyorlar..

Yahudilerin Purim bayramı ve Musevi Paskalyası gelenekseldir. Cinayet bayramı da diyebileceğimiz Paskalya genellikle şöyledir: Akıtılacak kan Yahudi olmayan bir çocuk kanı olmalıdır. Genellikle Müslüman ve Hıristiyan çocuk kanı. Kan akıtılır, alınır ve kurutulur. Daha sonra toz haline getirilir bilahare üçgen şeklindeki kurabiyelere katılır. Kanı akıtılacak çocuk ne kadar küçük ve sıhhatli olursa o kadar makbuldür. Yahudilerin bu kanlı bayramları halk arasında ‘’İğneli fıçı vakası’’ olarak bilinir. Yahudiler bu sebeple 1290 senesine Kral 1. Edvard tarafından İngiltere’den topluca sürülmüşlerdir.

Yahudiler iğneli fıçı ve katliamlarından dolayı Başta İngiltere olmak üzre Fransa, Avusturya, İspanya, Portekiz, İtalya ve onlarca Avrupa ülkesinden kovulmuşlardır. Nihayetinde Almanya’dan ve Adolf Hitler tarafından! (10 Kasım 1938 )

Hâsılı Gazze’de oluk oluk Bebek, çocuk ve kadın kanı akıyor. Başta ABD olmak üzere, ABD nin ağzına bakan köle ruhlu ve Siyonizm’e alet olmuş Devlet adamları seyrediyor. Vicdanının sesine kulak veren Milyonlarca insan, İsrail’in katliamları dursun diye meydanlarda ama Yahudi’ye köle olmuş Devlet adamları görmüyor, duymuyor, hissetmiyor, üç maymunu oynuyorlar.

Gazze kan gölü değil, kan deryası. Bebek, çocuk ve kadınların parçalanmış cesetleri ister istemez aklımıza, vicdan yoksunu Yahudi’nin ‘’İğneli Fıçı’’katliamlarını getiriyor. Çünkü Yahudiler tarih boyu olduğu gibi yine Müslüman ve mazlumların kanları ile tatmin olmaya çalışıyorlar, ABD ve Avrupa Devletlerinin himayesi ve desteğinde.

Unutmayalım ki, küfür tek millettir. Yahudi’yi ülkelerinden tehcir eden Kovan ülkeler şimdi Katil ve cani Netenyahu’nun önünde günah çıkarıp diyet ödüyorlar. Özellikle Almanlar.

Temerküz kamplarında bir deri bir kemik bıraktıkları, Asit banyolarında erittikleri, fırınlarda kızarttıkları Yahudi’nin önünde şimdi iki büklüm eğilerek diyet ödüyorlar ve Gazze deki katliamı görmezden gelerek, katliama ortak oluyorlar. Çünkü Yahudi’ye borçları var. Temerküz kampları, Yahudi kanı ve yağından yapılan sabunlar, Fırınlarda kızarttıkları Yahudiler unutulmadı.

Alman Devlet Başkanı ve yetkilileri elbet koşup gelecekler ve sabun yaptıkları, fırınlarda kızarttıkları Yahudilerin torunlarına 1938 Hitler Soykırımının borcunu ödeyecekler. Filistin / Gazze soykırımında destek olacaklar,katliam ve soykırım nasıl yapılır yön yöntem gösterecekler ve de gösterdiler !...

Gazze kan gölü değil, kan deryası ve Gazze baştanbaşa ceset tarlası. Üzerlerine ABD ve İsrail’in serptiği ölü toprağının altından kalkamayan İslam ülkeleri Devlet adamları ise halâ kış uykusunda, Ormandaki ayılar uyandı, kuş tüyü yataklarda yatan Yahudi sever, ödlek ve korkak Arap dayılar uyanamadı.! Hamas ve İzzettin El-Kassam bu sebeple var ve iyi ki, varlar.