Kurulduğu günden günümüze tüm zamanları milletimizle, milletimizin tarihiyle ve inancıyla adeta meydan muharebesi yapmakla geçen bir siyası partinin, genel Başkanının son numaralarını, millet olarak ibretle ve utanarak izlemekteyiz. Çünkü; onlar utanmıyor onların hesabına milletimiz utanıyor.! O kadar ki, yalanın, iftiranın, inkâr ve karalamanın bini bir para.(!)

Tüm tarihi ve bugünü yalan dolan zulüm ve utanmazlıkla geçenlerde utanacak ve kızaracak yüz pek tabii ki olmaz. Olmadığı için de onların hesabına milletimiz utanmakta ve adeta; ’’bizden ne yüzle oy istiyorsunuz, biz sizin Cemaziyelevvelinizi(!) biliyoruz, zalimlere, zulümkârlara, yalancılara ve hokkabazlara oy yok’’ demektedirler.

Tarihleri boyunca yaptıkları gibi, oy sandığının ucu görününce yine başladılar yalan, iftira ve türlü türlü alicengiz numaralarıyla milleti kandırıp oylarını çalma oyunlarına. Ama milletimiz zalimlerin, zulümkârların ve yalancıların numaralarını yutmuyor. Eskilerin tabiriyle; ‘’Halep oradaysa arşın burada, seçim günü gelince boyunuzun ölçüsünü alırsınız’’ diyorlar.

Helalleşme numaralarıyla Milletimizin inancıyla adeta alay edip oylarını çalma operasyonlarına başlayan adamın ve partisinin Anayasa Mahkemesi yollarını; ‘’Başörtüsü yasaklansın, Başörtülüler Üniversitelere alınmasın, Kamudan dışlansın, adeta başörtülüler insan yerine bile konulmasın’’ müracaatlarıyla aşındırdıklarını milletimizin bilmemesi ve unutması mümkün mü?

Helâlleşme ayaklarına yatarak ve yaklaşan seçimler dolayısıyla,‘’tatil, rakı, şarap, viski, bar pavyon, meyhane sezonunu şimdilik geçici olarak kapattıklarını ve buna mukabil cami, türbe, umre, hac, mevlid sezonunu açarak inananların oylarını avlama seansları’’ düzenlediklerini kimse anlamıyor zannediyorlar.

Helâlleşme numarası ve yalanıyla oy avcılığına çıkanların dününe ve bu gününe baktığımızda o kadar çok zulüm ve zalimlik görüyoruz ki, anlatmakla ve yazmakla bitmez. Mehmet Akif merhumun dediği gibi; Şarka bakmaz, garbı bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.

Zulüm işine milletimizin 1000 yıllık tarihini unutturmak için yazıyı değiştirmekle ve milletimizi bir gecede okuyamaz yazamaz hale getirmekle başlamışlardı. 1000 yıllık tarihimizi sıfırlamak için Milyonlarca kitap ve eserlerimizi vagonlara doldurup Bulgarlara satmışlar. Satamadıklarını şehir meydanlarına yığıp yakmışlar kuyulara doldurmuşlar. Moğollardan aşağı kalmamak için.(!)

Çeşmelerden, türbelerden, camilerden İslâm yazısını kazıyıp kitabeleri parçalamışlar. Camileri yıkmışlar, kapatmışlar, hayvan ahırı yapmışlar, partilerinin il merkezi ve hatta pavyon bile yapmışlar. Fetih sembolü Ayasofya’yı camilikten çıkarıp müze yaparak ibadete kapatmışlar. Hıristiyan dünyasını sevindirip, İslam dünyasını hüzün ve eleme gark etmişler.Yıl 1935

Milletimiz buna; ‘’İslâm düşmanlarından korkanlar Ayasofya Camiini kapatıp müze yaptılar, Allah’tan korkanlar ise tekrar cami yaparak ibadete açtılar’’ diyor.

Zalimlerin zulümlerine kısa hatlarıyla bakıp devam edersek; Karneyle ekmek verme zulmü, yağ, tuz, gazyağı, kaput bezi ve kefen bulamama zulmü, Şapka inkılâbı diyerek erkeklerin yanı sıra kadınları dahi asma zulmü (şapka kanununa muhalefet etti diye Erzurum’lu şalcı bacıyı idam ettiler 1926)

İzmir suikasti iddiasıyla muhalf kanada mensup 20 ye yakın Bakan, Milletvekili subay ve paşayı bir gecede astılar yıl 1926. TBMM sinde muhalefet diye bir şey bırakmadılar. Şark Fatihi Kâzım Karabekir Paşa hakkında bile Mustafa Kemal’in İstiklâl mahkemesi idam kararı verdi. Paşa son anda araya girenlerin tavassutu ile idamdan kurtulabildi ve nihayet göz hapsindeyken öldü.

Trablusgarp, Balkan, 1. Dünya ve Kurtuluş savaşları kahramanı, Ardahan Milletvekili Deli lâkaplı Halit Paşa meclis kürsüsündeyken çıt çıkmazdı. Halit Paşayı TBMM koridorlarında kalleşçe sırtından vurdular. 9 Şubat 1925 te vuruldu,14 Şubat’a kadar masa üzerinde bekletildi ve kan kaybından öldü.

Muhalif guruba mensup Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey Mustafa Kemal’in en sert muhalifiydi. Mustafa Kemal’in özel koruması Topal Osman tarafından kalleş bir tertiple öldürüldü ve cesedi Çankaya sırtlarında bulundu. Yıl 1923. Devir Faşist tek parti CHP devriydi. Astıkları astık kestikleri kestik.

Menemen zulmü, Dersim zulmü, Şapka giymediler diye Rize’nin şehrinin Hamidiye Kruvazörü tarafından bombalanması zulmü yıl 1925. Çarşafları yollarda yırtma ve daha sonraları oy için çarşaflılara rozet takma zulmü, başörtülü kızlarımızı İmam hatip Liselerine ve üniversitelere sokmama zulmü, İkna odaları zulmü, başörtülüleri hastanelere almama, tedavi etmeme ve ölüme terk etme zulmü.

Misaki Milli hudutları dâhilinde olan ve halende dünyanın en verimli petrol kaynaklarına ev sahipliği yapan, Musul Kerkük ve Süleymaniye’nin İngilizlere 500 bin siterline bırakılması zulmü yıl 1926.

Burnumuzun dibindeki adaların Yunanlılara terk edilmesi zulmü yıl 1947. Yassı ada mahkemeleri ve Başvekil Adnan Menderes, Hariciye Bakanı Fatin Rüştü zorlu ve çalışma ve maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın bir cani gibi asılarak idam edilmeleri zulmü yıl 1961.

Daha sonra idam edilenlerin ailelerinden idam ipinin parasını isteme zulmü. Milletimizin Başörtülü olarak TBMM gönderdiği Merve Kavakçı’nın CHP Genel Başkanı ve Başbakan Ecevit’in emriyle ve CHP li vekiller tarafından TBMM den atılma zulmü.

Bu zulümler ve daha pek çok zulüm milletimizden helâllik isteyen adamın partisinin devri saltanatında ve yöneticileri tarafından yapıldığı halde, nasıl oluyor da zulmettikleri milletimizden iktidar için oy isteyebiliyorlar anlamak mümkün değil.

100 yıllık bir siyasi partinin milletimizden bir defa olsun iktidar vizesi alamaması, olsa olsa yaptığı zulümlerin ve zalimliklerinin yüzüne vurulmasından başka nedir ki. Yedeğine aldığı binde birlik Partilerden medet umarak iktidar yolunu aralamak istiyorlar ama milletimiz kararını çoktan verdi. Oylarımız Tayyip Bey ve dolayısıyla AK Partiye..

Anlaşılan o ki; 14 Mayıs 2023 te milletçe ‘’Yeter söz milletin’’ denilecek ve Türkiye’mizi 20 yılda şahlandıran, çağdaşlarını fersah fersah gerilerde bırakan, milletimizin başını dik eyleyen Tayyip Bey ve AK Parti ile yola devam denilecek.

Muhalefetin ve bir başka deyişle muarızların yaptırdığı ısmarlama kamuoyu yoklamaları bile Ak Parti ve Tayyip Bey diyorsa şimdiden Kemal beye ve Partisine yol göründü demektir.

O halde bay Kemal ve Partisine; bay bay Kemal ve Partisi demekte bir beis yoktur. Anlaşılan o ki, Bay Kemal ve partisini 14 Mayıs 2023 te alnı secdeli Temel Karamollaoğlu ve Milli olan her şeyini yitirmiş Saadet Partisi de kurtaramayacaktır. Himmete muhtaç bir dede kaldı ki, Bay Kemal ve Partisine himmet ede....

...