Tarihe şan ve şeref vermiş bir milletin ahvadı olarak iman dolu göğsümüzle her zaman alnımız ak, başımız dik olarak yaşadık ve tarih sayfalarına bu şekilde geçtik. Müslüman Türk milleti tarihin her safhasında zalimin karşısında mazlumun yanında olmuştur. Çünkü zalime karşı mazlumun yanında olmak Müslüman Türk milletinin ana karakterinin hayata yansımasıdır.

İslam’la şereflenen Türk evladı, İslam öncesi geçmişinde de kahramanları ve kahramanlıklarıyla tanınmış ve mazlum milletleri zalimlerin zulmünden kurtarmakla ünlenmişti. İslam’dan önceki ve tarihteki Türk imparatorlukları bunun en müşahhas örnekleriyle doludur.

Türk milletinin tarihe şan veren yılları özellikle Müslüman Türk olarak anılmaya başladıkları 751 Talas savaşıyla başladığı ve zaman zaman bazı inkitalar olmasına rağmen günümüze kadar devam ettiği bilinen bir gerçektir.

İnsanlık tarihine şan ve şeref veren Türklerin oluşturduğu Büyük Selçuklu ve Osmanlı İslam devletinin hazin sonu oldukça ibretliktir. Takip eden yıllarda, ‘’yiğit düştüğü yerden kalkar’’ diyerek yeniden doğrulan Türkiye Cumhuriyetinin ilk yılları da milletimiz açısından maalesef bir o kadar ibretlik, kara ve matemli yıllardır.

Beşer tarihinde bir eşini görebilmenin mümkün olmadığı yıllar, Müslüman Türk insanının uğrunda asırlar boyu mücadele ettiği Ezansız yıllarıdır. 1932 den 1950 yılına kadar şühedalar yurdunda ezan sesi 18 yıl yankılanmadı, Kur’an okutturulmadı, Kuranlar kuyulara dolduruldu. Kur’an talebeleri ve hocaları dövüldü, sövüldü hapishanelere tıkıldı. Devir tek parti, tek adam, milli şef devri idi.! 100 yıllık bir geçmişe rağmen bu zorbalıkların mirasçılarıyla henüz hesaplaşılamadı

Kur’anlar ve Kur’an yazısıyla yazılmış Müslüman Türk tarihi yakıldı yıkıldı ve vagonlara doldurularak Bulgarlara satıldı. Osmanlı Şeriat Devletinin hanedanını ülke dışına attıkları gibi, Kur’anı, Kuranı hatırlatan her şeyi ülke dışına attılar. 1000 yıllık şanlı tarihimizi yok sayıp, köksüz bir devlet türetmek istediler. Tek parti ve milli şef mirascılarından Hesabı sorulmadı, sorulamadı.(!)

Çeşmelerin kitabelerini Kur’an yazısıyla yazıldığı için paramparça ettiler, (!) parçalayamadıklarını betonla kapattılar. Çünkü devir tek parti devriydi, CHP ve tek adam milli şef devriydi, hesaplaşılmadı, henüz hesaplaşılamadı. Milletimiz bu sebeple önce hesaplaşma ve daha sonra belki helâlleşme diyor. Bknz. (Kara kitap Eşref Edip)

Şan ve şerefle dolu tarihimizi unutturmak için asırlara damgasını vuran yazımızı değiştirdiler. Milletimizi bir gecede okuyamaz, yazamaz hale getirdiler. Camilerimizi kapattılar, camilerimizi meyhaneye çevirdiler, bar-pavyon yapıp dansöz oynattılar. Yaktılar, yıktılar yıkamadıklarını CHP parti il merkezi yaptılar. Oy sandıklarını CHP bayraklarına sararak açık oy gizli tasnif şerefsizliği ile demokrasinin de köküne kibri suyu döktüler. Halâ bunların hesabı sorulmadı ve fakat bu felâket devrinin mirasçıları ve uzantıları utanmadan helâllik istiyorlar.

Camileri hayvan ahırı yaptılar, şapka devrimi diyerek şapka giymeyen binlerce vatan evladını astılar. Hatta zulümde o kadar ileri gittiler ki, Mevlevi şeyhi Kamahlı İbrahim efendinin mezardan çıkarılıp asıldığı iddiası bile henüz vuzuha kavuşturulamadı. İnsanlık tarihinde görülmemiş bir hunharlıkla şapka zulmüne karşı diyerek ‘’Şalcı Bacı’’ isimli kadını bile astılar. Sorun bakalım Şalcı Bacının varsa akrabaları hesaplaşma olmadan haklarını helâl edecekler mi?

Dersim isyanı diyerek binlerce Müslüman Kürt evladını vicdansızca katlettiler, mağaralarda zehirli gazla fare öldürür gibi öldürdüler. Dersim halkı için bir sembol ve hafıza olan Seyit Rıza’yı ilerlemiş yaşına rağmen arkadaşlarıyla birlikte Elazığ buğday meydanında astılar. Yüzlerce yıllık Dersim bir anda Tunceli oluverdi. (katliamcıların Tunç eli) Şimdi tek Parti, milli şef mirasçıları hesaplaşma olmadan helallik istiyorlar.(!)

Mustafa Kemal’in manevi evlâtlarından Sabiha Gökçen için dünyadaki ilk kadın savaş pilotu diyorlar. Sabiha Gökçen Dersim katliamından (!) başka hangi savaşa(!) katıldı bilen var mı? Kendi insanımızı uçaktan atılan mermilerle ve zehirli gazlarla katlediyor ve dünyanın ilk kadın savaş pilotu oluveriyor (!) Hayret! Dersim mağdurları Sabiha Gökçen’e ve Sabiha Gökçene katliam emri verenlere hesaplaşma olmadan haklarını helâl ederler mi.! ?

Günümüze gelirsek; İkna odaları zulmü, Katsayı zulmü, İmam Hatip Okullarına ve Üniversitelere bu vatanın has evlâtlarını sokmama ve yerlerde sürükleme zulmü, Başörtülü kızlarımıza Diplomalarını vermeme ve örtülerini yırtma zulmü. Şimdide utanmadan sıkılmadan çarşaflılara ve başörtülülere CHP rozeti takma zulmü. (!) Birileri Müslüman Türk milletinin hafızasıyla dalga geçiyor dememek mümkün mü?

Müslüman Türk halkının tercihiyle TBMM seçilen Milletvekili Merve Kavakçıya karşı yapılan insanlık dışı tecavüz unutulur mu.? CHP genel Başkanı Başbakan Ecevit’in ‘’şu kadına haddini bildirin’’ densizliği, millet tanımazlığı ve CHP li milletvekillerin bu terbiyesizliğe alkışlarla katılmaları unutulacak bir şey midir.? Merve kavakçının ilkokuldaki parmak kadar evlatlarına bile dünyayı dar ettiler. Daha bu zulümlerin hesabı sorulmadı. Bu nedenle önce hesaplaşma daha sonra belki helâlleşme.(!)

Mustafa Kemal’in halk Partisini, PKK nın siyasi temsilcisi HDP oylarını alabilmek uğruna Halt (halt etme) partisine çevirdiler. Mustafa Kemal’in ruhaniyetinden nasıl özür dileyecekler? Mustafa Kemal’in partisinden Mustafa Kemal yanlılarını temizlediler. Peki, şimdi Mustafa Kemal’den hesaplaşma olmadan nasıl helallik isteyecekler? Mustafa Kemal, partisinin PKK eşkıyasının siyasi uzantılarıyla iş tuttuğunu mutlaka kabrinden ızdırapla seyrediyordur dememek mümkün mü!?

Mustafa Kemal’in Partisini kaset oyunlarıyla ele geçirenler şu gerçeği unutmamalılar ki, 2023 seçimleri bir hesaplaşma seçimleri olacaktır. 6 lı masa denilen ucubenin müdavimleri seçim gününe kadar iktidar ve Cumhurbaşkanlığı rüyasını göredursunlar. Milletimiz; Silâh sanayimize, Uçak sanayimize, Tank, helikopter ve çağın gereği mühimmat sanayimize tahammül edemeyen harici düşmanlarımız kadar dâhili düşmanlarımızı görüyor ve biliyor.

Kadirşinas milletimiz; Otoban, asma köprü, Marmaray, Havaalanı, liman, tünel, demiryolu ve envai çeşit çağın gereklerini Devletimize ve milletimize kazandıranlarla, bunlara en az dış düşmanlarımız kadar, düşmanlık yapanları görüyor biliyor. Denizlerimizde ve karada doğalgaz ve petrol yatakları bulunduğunda en az dış düşmanlarımız kadar kahrolan alçakları da milletimiz görüyor ve seçim günü için not ediyor(!)

Milletimiz; İmanlı nesillerimizi sakalından ve Başörtüsünden dolayı okullarımıza sokmayıp ikna odalarında aşağılayan, aşağılıkları da biliyor ve görüyor. Anayasa mahkemesi yollarını Başörtüsü yasaklansın müracaatlarıyla aşındıranların, ‘’şimdi seçimler geliyor öyleyse biz de Başörtüsü serbest olsun diyelim’’ madrabazlığını yalan ve sahtekarlığını milletimiz görüyor ve sahtekârlarla hesaplaşacağı seçim gününü iple çekiyor.

Seçimler öncesinde cami ve türbeleri oy için mekân tutanların daha sonra meyhanelerde tavernalarda sabahladıkları ve gâvurlardan icazet aldıkları da milletimizin gözünden kaçmamaktadır. Bu bakımdan 2023 Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimleri sahtekârlarla doğruların, Vatanseverlerle müstemleke olma heveslilerinin, sapına kadar Milli olanlarla Gâvur âşıklarının mücadelesine sahne olacaktır.