Müslümanların inancıyla örfüyle, gelenekleriyle uzaktan yakından zerre kadar alâkası olmadığı halde maalesef her milâdi takvim yılının sonunda ve yenisinin başında yılbaşı eğlenceleri adı altında kutlamalar yapıyoruz. İçilen rakılar, şaraplar ve envai çeşit içkiler yanı sıra evlerden, meyhanelerden, kulüplerden meydanlara ve sokaklara taşan rezaletler de adeta Milâdi yılbaşının simgelerindendir.

Müslümanların kurban bayramlarında inek ve koyun katliamı yapılıyor diye feryad-ı figan edenler ne yazık ki, Milâdi takvim yılının başında ve sonunda milyonlarca hindinin ve milyonlarca çam fidanının katledildiğini görmezler. İşin bir diğer garip yanı ise; Milâdi takvim yılında Hıristiyanlar katlettikleri çam fidanlarının altında Hz. İsa’nın gelişini beklerlerken, bizim taklitçilerimiz ise Hz. İsa’nın Milâdi Takvim yılıyla ne kadar alâkalı olduğundan haberdar dahi değillerdir(!)

Büyük bir coşkuyla kutlanılan Yılbaşı eğlenceleri ve kutlamaları milli benliğimizde tedavisi mümkün olmayan yaralar açmaktadır. Yılbaşı eğlenceleri adı altında işlenen cinayetler, yaralanmalar, meyhanelerden caddelere taşan sarhoş kusmukları ve tecavüzler Müslüman Türk insanının yüzünü kızartırken, bu defa başımıza bir de ‘’sevgililer günü’’ diye Hıristiyani bir geleneği daha sarıverdiler.

‘’Sevgililer günü’’ adı altında yapılan bu kutlamanın neden yapıldığını dahi araştırmadan, bilmeden kutlama yapanlara sorun bakalım bu sevgililer günü nedir, nereden çıkmış diye. Maalesef soruya muhatap olacakların yüzde 99 u sadece omuz silkeleyerek bilmediğini, araştırmadığını söyleyecek ve ilâveten de, ne var bunda, bunun neresi yanlış ki, bunun ne zararı var ki, diyeceklerdir.!

Hâlbuki ibretlik bir halk deyişimizde; ‘’Bize bir nazar oldu, Cumamız Pazar oldu./ Bize her ne olduysa, hep azar azar oldu’’ denilmektedir. Hıristiyan Batı dünyası her konuda olduğu gibi Katolik Papazı Valentin’in sevgililer gününü tüm dünyaya ihraç ederken, özellikle İslam dünyasına ihraçta özel bir gayret sarf etmiştir. Tabi Türkiye için ise daha bir özel.!

Bizim geleneğimizin şaheserlerinden olan Karacaoğlan’ın, Leyla ile mecnun ve Ferhat ile Şirin’in aşkıyla Papaz Valentinin aşkı kıyas dahi kabul etmez. Bizim Ferhat’ımız Şirine olan aşkından dolayı demir dağları delip geçerken, Mecnun’un Leyla’ya olan aşkı asırlar boyu dillere destan olmuştur. İşte gerçek sevgi ve gerçek aşk budur. Karacaoğlan’ın, Mecnun ve Ferhat’ın aşkları yanında Papaz Valentinus’un aşkı ve sevgisi solda sıfır kalır. O halde Devlet olarak bu konuya el atılmalı ve Leyla ile Mecnun’umuz, Ferhat ile Şirin’imiz adına kendimize ait yerli ve Milli Sevgililer Günleri veya haftaları düzenlemeliyiz. Meselâ Leylâ ile Mecnun haftası, Ferhat ile şirin haftası veya Karacaoğlan şenlikleri gibi.

Valentine veya Valentinus, Hıristiyan inanışına göre Roma azizlerinden birisidir. Papaz Valentine Hıristiyan dünyasında ‘’Âşıkların azizi’’ olarak bilindiği için her yıl 14 Şubat gününde anılır. Bu nedenle de 14 Şubat zamanla Sevgililer Günü’ne dönüşmüştür. Valentine kelimesi Batı dünyasında özellikle Hıristiyan âleminde ‘’hoşlanılan kişi’’ veya ‘’sevgili’’ anlamında kullanılır. Her yıl 14 Şubat günü kutlanılan ve Hıristiyanların özel günü olan 14 Şubat sevgililer gününün kökeni Roma Katolik kilisesinin inanışlarına dayanmaktadır. Valentine isimli Katolik papazın adına izafeten ‘’Aziz Valentin Günü’’ olarak da bilinir. Şimdi soralım bakalım; Âşıkların azizi Papaz Valentin bizim neyimiz olur?

Müslüman Türk insanı için gayri milli ve gayri dini ‘’Papaz Valentinos’un sevgililer günü’’ Balıkesir’de ilginç bir şekilde protesto edildi. Balıkesir sarraflarından Hüseyin Günerli’nin 14 Mayıs gününde mücevher satışını durdurması ve dükkânını kapalı tutması Balıkesir halkı arasında merakla ve memnuniyetle izlendi. Balıkesir’li sarrafın bu davranışı aynı zamanda sevgililer gününün Hıristiyani bir kutlama olduğu gerçeğini de gözler önüne sermesi açısından dikkat çekti. Balıkesir’li esnaf, sarraf dükkânının camına astığı levhada ‘’Papaz Valentin’in sevgililer gününe ve özellikle Yahudi ve Hıristiyan âdetine uymamak adına 14 Şubat günü satışlarımız, yoktur ve dükkânımız kapalıdır. Müşterilerimizi yarın bekleriz inşallah’’ levhasını asması oldukça ilgi çekti. Pek çok vatandaşımız ‘‘biz bunun Hıristiyan âdeti olduğunu bilmiyorduk. Papaz Valentinin aşkından bize ne.! Bizim Leyla’mız var Mecnunumuz var. Şirine aşkından dolayı demir dağları delen Ferhat’ımız var’’ demeye başladılar

O halde Devlet olarak bu ve bunun gibi konulara el atılmalı, Sevgililer günü ve diğer günler içinde yerli ve Milli günler düzenlemeliyiz.

Halkımızdan, geleneklerimizden ve milli değerlerimizden kopuk muhalefet Belediyeleri bira festivalleri, şarap festivalleri düzenleyerek özellikle gençlerimizi milli ve dini değerlerimizden, geleneklerimizden koparmaya çalışıyorlar. Peki, iktidarın Ak Partili Belediyeleri Leyla ile mecnun haftaları, Ferhat ile şirin haftaları, Karacaoğlan şenlikleri düzenleyemezler mi?