özleriyle, nasihatleriyle ve deyişleriyle tüm asırlara hitap eden Mevlana Celâleddin-i Rumi hazretleri, 13. Yüzyılda yaşamış ve tarihe damgasını vurmuş unutulmazlar arasında bir İslâm dehasıdır. Şahıs plânında baktığımızda günümüz insanlarına, Devlet plânında baktığımızda ise günümüz devletlerine ve devlet adamlarına asırlar öncesinden ibretlik mesajlar ve dersler vermektedir Hz. Mevlâna.

Kahraman ordumuzun başkomutan Tayyip Bey kumandasında gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtıyla, Hz. Mevlâna, bir kez daha tüm ihtişamıyla zihinlerimizde canlandı. Evet; ‘’ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün.’’

Çünkü Barış Pınarı Harekâtı başlayıncaya kadar dost bildiklerimizin, müttefik olduğumuzu zannettiklerimizin gerçek çehreleri, harekât başlayınca tam olarak meydana çıktı.

Devletlerarası münasebetlerden dolayı(!) dost ve müttefik olarak kabul ettiğimiz Hıristiyan devletlerin tamamı, PKK ve yan kuruluşlarının yanında ve bizim karşımızda yer aldılar. Bize parasıyla savunma silahı vermezlerken, PKK eşkıyasına bilerce TIR dolusu ve her türlü taarruz silâhını ücretsiz verdiler.

Çünkü dost ve müttefik zannettiklerimiz maalesef riyakâr, sahtekâr ve ikiyüzlü imişler. Yani lafın kısası göründükleri gibi değillermiş. (Biz bu haçlı sürülerini 1974 Kıbrıs Barış harekâtından tanıyoruz. O zamanda bebekleri banyo küvetlerinde katleden Rum çetelerine her türlü mühimmatı ve desteği vermişler ve müttefik oldukları Türkiye’mize silâh ambargosu uygulamışlardı.) Bir defa daha gördük ki, kış kışlığından, puşt puştluğundan vazgeçmemiş.(!)

Başkomutan Tayyip Bey, bu kızarmaz ve utanmaz yüz sahibi sözde dost ve müttefiklerimize her zaman olduğu gibi yine haykırıyor:

Ya göründüğünüz gibi olun, ya da olduğunuz gibi görünün. Sahtekârlığa ikiyüzlülüğe gerek yok.!

Yıllardır aynı Pakt (NATO) içersinde birbirimize her konuda yardımcı olacağımızı hem sözlü hem de yazılı olarak teyit ettiğimiz ve dost bildiğimiz müttefiklerimiz(!) bir anda çark edebiliyorlarmış. Çünkü hepsi ikiyüzlü ve dost görünümlü düşman.

Hâlbuki bizim Mehmetçiğimiz ağızdan çıkan bir söz üzerine Kore ye gitmiş ve Amerikan çıkarları uğruna binlerce şehit ve gazi vermişti.(!) İnsanlıktan nasibini almamış bebek katili PKK, PYD ve DEAŞ denilen eşkıya sürüleri masum insanları katlederken, vatanlarından çıkarılırlarken, sözde insan hakları savunucuları sadece seyretmişti. Barış Pınarı Harekâtıyla PKK ve diğer eşkıyalar Türk ordusu önünde perişan edilince PKK ve PYD haydutlarının hamisi ikiyüzlü devletler hep birden ayağa fırladılar. Adaleti, insan haklarını, barışı ve Ateşkesi hatırladılar. İstiyorlar ki, kendilerinin kurup yetiştirdiği, beslediği ve silâhlandırdığı haydutlar ölmesin. Belki ileride yine lazım olur diye düşünüyor olmalılar.(!)

Barış Pınarı Harekâtı ABD, NATO ve AB ülkeleri açısından da oldukça önemliydi. Türk’ün bu günkü gücünü görmek ve denemek istiyorlardı.(!) Barış Pınarı Harekâtı bu bakımdan her iki taraf için de faydalı oldu diyebiliriz. Türk’ün gücünü bir defa daha gördüler, ve anladılar..! Şu kopan fırtına Türk ordusuymuş vesselâm..

Türk devleti kendi imal ettiği Tankıyla, insanlı ve insansız hava araçlarıyla, füze ve toplarıyla, Atak helikopteri ve Atmaca füzeleri yanı sıra MPT 76 piyade tüfeği ile ordumuzun kısmen de olsa gücünü tüm dünyaya gösterdi. Kısmen diyorum çünkü karşımızda doğru dürüst bir ordu yok, fakat son sistem silahlarla donatılmış bir eşkıya sürüsü vardı.

NATO, ABD ve AB destekli çapulcuların 9 günlük harekât esnasında, 900 kadar ölü binlerce yaralı ve yüzlerce esir alınmasına dünya askeri uzmanları halâ şaşıyorlar. Hele hele Türk tarafının sadece 7 şehit ve 200 kadar yaralıyla bu mücadeleden zaferle çıkmasına PKK, PYD ve DEAŞ hamisi Batı ülkeleri hala akıl erdiremiyorlar. Çapulculara verdikleri onbinlerce TIR mühimmatın önemli bir bölümünün şu an Türk ordusunun eline geçmesini ise kabullenemiyorlar. Yıllardır tam vardiya çalışarak geceli gündüzlü kazdıkları tünellerin ve sığınakların bir anda Türk askerinin eline geçmesine halâ akıl erdiremiyorlar.

Velhasıl PKK ve muadili eşkıyalar, eşkıyalıklarının bedelini öderken, başta ABD olmak üzere NATO ve AB ülkeleri de ikiyüzlülüklerinin, riyakârlıklarının bedelini ödediler.

Ne demişti Hz. Mevlâna; "Ya göründüğün gibi ol, Ya olduğun gibi görün.’’

Başkumandan Tayyip Bey ikiyüzlülere ve ikiyüzlü dostluklara tahammül edemiyor, bu böyle biline.