Var ya, o eski sinema salonlarının, o siyah-beyaz filmlerin yerini günümüzde hiçbir şey tutmuyor…
Yıl 1962…
Aylardan Mayıs…
Kurban Bayramı öncesinde yerel gazetelerde şöyle bir ilan yayımlandı:
“Zevk Sineması, Kıymetli dost ve seyircilerimizin Kurban Bayramını tebrik eder. Bayram şerefine yılın en cazip filmini sunar.
‘Allah Cezanı Versin Osman Bey’
Orhan Günşıray – Çolpan İlhan – Kenan Pars – Peri Han.
Tel:70”
Zevk Sineması’nın bayram tebriği ile sinema duyurusunu birleştiren bu ilanında bazı küçük ayrıntılar var.
Dikkatimi en çok çeken ayrıntı;
Komedi tarzındaki “Allah Cezanı Versin Osman Bey” filminin, 25 Ekim 1961’de vizyona girmesinin hemen ardından, yalnızca birkaç ay sonra Susurluk’ta da gösterime girmiş olması...
Seviyoruz sinemayı...
Çünkü o dönem dünyamız böyle siyah-beyaz filmlerle renkleniyordu.
Sinemaya gitmek, yalnızca bir film izlemek değil;
Aynı zamanda bir buluşma,
Sosyalleşme,
Adeta düğüne gider gibi önemli bir etkinliğe katılma anlamına geliyordu.
Zevk Sineması’nda toplanan insanların filmi izlerken nasıl eğlendiklerini, nasıl kahkahalarla güldüklerini hayal etmek zor olmasa gerek.
İlandaki çarpıcı diğer bir detay, telefon numarasının yalnızca “Tel:70” şeklinde verilmiş olması…
Bu kısa numara, dönemin Susurluk’taki telefon altyapısını,
Teknolojinin henüz hayatımızı bugünkü kadar kuşatmadığını gösteriyor.
Gelelim en ilginç ayrıntı olan filmin adına; “Allah Cezanı Versin Osman Bey…”
Böyle film adı mı olur?
Oluyormuş.
Hikâyesini kısaca anlatayım.
Yeşilçam olarak bilinen Türk sinemasına en çok film çeken isimler o dönem Atıf Yılmaz ve Osman Fahir Seden'di.
Aralarında doğal olarak bir rekabet, tatlı bir kıskançlık söz konusuydu.
Atıf Yılmaz, Vedat Türkali'nin senaryosunu yazdığı ve 1961 yılında çektiği filme Osman Seden’e atıfla "Allah Cezanı Versin Osman Bey" ismini verdi.
Bu isme çok kızan Osman Seden’in intikamı gecikmedi.
O da 1962 yılında çektiği, senaryosu Bülent Oran'a ait "Erkeklik Öldü mü Atıf Bey?" isimli filmle Atıf Yılmaz'a cevap verdi.
İşin ekstra ilginç tarafı;
İki filmin başrol oyuncusu da Orhan Günşiray’dı.
"Erkeklik Öldü mü Atıf Bey?" filmi de herhalde Zevk Sineması’nda vizyona girmiş olmalı…
Bir küçük gazete ilanından nerelere geldik…
Şunu söyleyip çekiliyorum;
Var ya, o eski sinema salonlarının, o siyah-beyaz filmlerin yerini günümüzde hiçbir şey tutmuyor…