Rahmetli babam (namı diğer Ormancı Bekir), siyasetle çok ilgiliydi.

Bir dönem Türkiye Ormancılar Birliği Sendikası Genel Başkanlığına seçilmişti.

Cumhuriyet gazetesi, 26 Nisan 1971 tarihli nüshasının 1. sayfasında şöyle diyor; “Türkiye Ormancılar Birliği Sendikası İstanbul Şubesinin birinci kongresi dün yapılmıştır. Kongrede bir konuşma yapan Sendika Genel Başkanı Bekir Topraktepe, orman affının en kısa zamanda durdurulmasını istemiştir. Topraktepe orman politikasında reform yapılması gerekliliğine değinerek ‘Bugüne kadar izlenen orman politikası Türkiye topraklarında geniş erozyon sabaları açmış, her yıl Kıbrıs büyüklüğünde toprak, erozyon nedeniyle denizlere akıp gitmiştir. Öte yandan çıkan her orman affı bu tür suçları arttırmış, 11 yılda 161 orman memuru katledilmiştir’ demiştir. Topraktepe, bu arada iş riski zamlarından orman memurlarının da yararlandırılmasını istemiştir.”

Yine Cumhuriyet’in 12 Aralık 1972 tarihli nüshasında, babamın, Orman koruma memurlarının polis haklarına sahip olmasını istediğine dair bir haberine de yer vermişlerdi.

Sendika başkanıyken sık sık Ankara’ya giderdi.

Ankara’yla ilişkileri güçlüydü.

O dönemin Orman Bakanı Hüseyin Özalp’ın sendika çalışmaları hakkında babamın defterine yazdığı 7 Mayıs 1970 tarihli yazıyı hala saklarım.


Babam siyasetle, siyasetçilerle sürekli iç içeydi.

Gençlik arkadaşlarından birisi olan Hilmi İşgüzar, sonraları milletvekili seçilmiş, 1978-79 yılları arasında da Ecevit Hükümetinde Sosyal Güvenlik Bakanı olmuştu.

Ondan çok sık bahsederdi.

Bir keresinde Ankara’ya beni de götürdüğünde mecliste yanına uğradığımızı hatırlıyorum.

Bakanken bir gece yarısı da Susurluk’a, evimize gelmişti Hilmi İşgüzar.

Hatıralarımda o gece, kapıda polis arabaları, evin içinde kravatlı, siyah takım elbiseli onlarca kişinin dolaştığı bir an olarak kalmış.


Babam, arkadaşı Hilmi İşgüzar’ın isteğiyle, Türk siyaset hayatının en önemli isimlerinden biri olan Osman Bölükbaşı’nın kurduğu Millet Partisinden milletvekili adayı olmuştu.

1973 genel seçimlerinde Ankara 8. sıradan aday gösterilmiş, üstelik milletvekili seçilecek oyu da almasına rağmen, partisinin barajı geçememesi nedeniyle meclise girememişti.

Oysa bir önceki seçimlerde mecliste üçüncü partiydi Millet Partisi.


Milletvekili olma hayali suya düşse de siyaset yapmaktan hiç vaz geçmedi.

Bir yandan at sırtında Çataldağ’da, Keltepe’de ormanların içinde, bir yandan da siyasetin içindeydi

Küçük bir memurdu ama idealleri büyüktü…


O yıllarda çocuk aklımla neyin en olduğunu anlayacak bilinçte değildim.

Yıllar sonra anladım ki babam aslında çok önemli işler yapmış.

Siyasetin topluma hizmet olduğu…

Toplumun sorunlarını çözme aracı olduğu gerçeği ile hareket etmiş.

Babamı bu vesileyle rahmet ve minnetle anıyorum.

Mekânı Cennet olsun…