Alaca Mescit...

Balıkesir için önemli ve tarihi misyona sahip bir mekan.

Balıkesirli bayrak adamlar

İzmir işgal edildiğinde soluğu hemen burada aldı.

Sivas ve Erzurum kongreleri öncesi gerçekleşen bu toplantılar İstiklal Savaşının meşalesine ilk kıvılcım oldu.

Kimi hainlerin "İngiliz mandası altına mı girelim, yoksa Amerikan mandasına mı..!" diye mırıldandığı anlarda ortaya çıkan Leblebici Raşit'in "Amerikan mandası, İngiliz mandası, Fransız mandası ne demektir efendiler! Bizim Susurluk'ta manda çok! İsteyen oraya gitsin!. Düşmanı geriye döndürecek kuvvet namlunun ucundadır!” sözüyle düşman işgaline karşı silahlı direniş kararı; bu camide verildi.

Kurtuluş meşalesine kıvılcımı Balıkesir'in yiğit insanları çaktı, bir millet küllerinden yeniden doğdu.

O günden itibaren hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Unutmuş ve unutturacak değiliz o günleri.

Bugün dikkatinizi çekmek istediğim asıl konu şu:

Önünden her geçişimde boynumu büktüğüm, kimi Cuma günleri mola verip Allah'a yakardığım vakitlerde, sanki sihirli bir el tarafından beynime çivi gibi çakılıp kazınan Alaca Mescit'in şehre yakışmayan görüntüsü.

İşbirlikçilerin ortaya çıktığı, insanımızın korkudan sesini yükseltemediği o karanlık günlerde kalemlerini silaha dönüştüren Hasan Basri Çantay, İsmail Hakkı Varnalı, Mustafa Necati Bey, Esat-Adil Vasıfçınar kardeşler ile Mehmet Vehbi Bolak, Yırcalızade Şükrü, Zarbalı Hulusi ve Keçecizade Hafız Emin Efendi gibi vatanseverler başta olmak üzere şehrin bayrak adamlarının kemikleri daha fazla sızlatılmamalı.

Şehrin kalbindeki simgesi Alaca Mescit bugünkü görüntüsüyle yürek burkuyor, insanı için için ağlatıyor.

Alaca Mescid Cami

Şehirdeki çarpık yapılaşmanın tipik örnekleri tarihi camii etrafında da kendini gösteriyor.

Ulusal Kurtuluş Savaşının Balıkesir'deki mihenk taşı niteliğindeki mekana acilen el atılmalı.

90'lı yıllarda Kuvayi Milliyeci Mehmet Vehbi Bolak'ın oğlu Aydın Bolak'ın el atmasıyla bugünkü haline getirilen Alaca Mescit, şehrin şanına yakışan simge yapıya dönüştürülmeli.

Kuvayi Milliye ruhunun ortaya çıktığı mekanı ahtapot gibi sarıp yok eden görüntü ortadan kaldırılmalı. Cami aslına uygun şekliyle yapılarak Kuvayi Milliye Şehri Balıkesir'e yakışmalı.

İstiklal Madalyası talebi olan şehir, önce bunu hak ettiğini gösterecek alt yapıyı mekanlarıyla da sağlam hazırlamalı.

Sözde değil, özde adımlar atılmalı.

Zağnos Paşa ve Şeyh Lütfullah Camisi Meydanlarına benzer proje Alaca Mescit için ve çevresi için ivedilikle uygulanmalı.

Aksi halde her davranış, her söz, hemen her platformda gururlanılarak kullanılan "Kuvayi Milliye Şehri Balıkesir" sloganının içini boş bırakıyor!

Alaca Mescit içler acısı durumda iken, "Gurur Günü" diye kutlanılan Kuvayi Milliye etkinliklerine şehrin yerel yönetimleri, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, bayrak adamların torunları sırtını dönmeye devam ettiği sürece.. kusura bakmayın ama Balıkesir'in İstiklal Madalyası talebini hiç kimse ciddiye almaz.

22 yıl önce Meclise verilen ilk önergeydi İstiklal Madalyası talebi. O dönem mecliste bulunan AK Parti ve CHP'li tüm vekiller altına imza atmıştı. Sanırım Balıkesirle ilgili ilk ve tek ortak hareket edilen iş bu olmuştu. Sonrasında da bireysel kanun teklifleri verildi, bir kaç kişinin gönlü olsun diye konuşmalar yapıldı.

Sonra.. Sonrası yok!

Yeri gelmiş iken hakkını yemeyelim.

Önceki dönem Belediye Başkanı Yücel Yılmaz döneminde Balıkesir Kent Konseyi de "Kuvayi Milliye Şehri Balıkesir" mottosunun içini doldurmak, İstiklal Madalyası'nın şehre kazandırılması noktasında çalışmalar yapmadı değil, yaptı.. Lâkin yeterli değildi. Örneğin tüm şehrin dinamikleri bir araya getirilip Ankara Seferi yaptırılamadı!

Nasıl ki slogan atmakla vatansever olunamayacağı gibi, içi boş olan sözleri tekrarlamakla İstiklal Madalyası da bu şehre gelmez.

Yasak savma etkinlikleriyle kendimiz çalıp kendimiz oynamaya, pardon oyalanmaya devam ederiz.

Bir de, 16 Mayıs'tan bu yana beynimden söküp atamadığım dokunaklı tabloyu paylaşmak, tarihe not düşmek isterim.

Edremit yolu üzeri, Adnan Menderes Mahallesindeki Anıt Park'ta gerçekleşen son Kuvayi Milliye Günü etkinliklerindeki manzarayı gördüğümde; ezildim, büzüldüm, utandım...

O gün orada kamu görevleri sebebiyle zorunlu olarak bulunan Balıkesirli olmayanların; "hani nerde sizin Kuvayi Milliyecilerin torunları" dediklerinde yerin dibine girdim!

Şehrin milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, Ticaret, Sanayi, Esnaf Odalarının başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri...

Kuvayi Milliye Günü'nden önemli hangi işiniz vardı da, dedelerinize, atalarınıza saygı göstermeyi ihmal ettiniz veya unuttunuz!

Sahi o gün neredeydiniz!

Gerçekten çok merak ediyorum, niye yoktunuz!

Ez cümle;

Şimdi Balıkesir Şehremaneti başında İstiklal Madalyası sahibi dedenin torunu Ahmet Akın var.

Başkan Akın, "Balıkesir'in İstiklal Madalyası’nı neden hak ettiğini, Türk Milleti’ne göstermek için her gün yeni adımlar attıklarını" sıklıkla dillendiriyor.

Balıkesir'i Kuvayı Milliye’nin Başşehri yapmakta kararlıysa Akın, bu haliyle bir vefasızlık örneği olarak gözümüzün içine bakan, kalbimize hançer gibi saplanan Alaca Mescit'i aslına uygun hale getirecek projeyle işe başlayabilir. Hemen akabinde Bursa'daki Fetih Müzesi benzeri Panoramik Kuvayi Milliye Müzesini Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın Bayraklaşan Şehri Balıkesir'e kazandırabilir.

Balıkesir Kent Konseyi 'nin başlattığı, eksik bıraktığı mücadeleye; şehrin vekillerini, belediye başkanlarını, siyasilerini, meslek kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini, bayrak adamların torunlarını da katarak devam edebilir.

Balıkesir'e yakışacak Alaca Mescid ve Kuvayi Milliye ruhu budur!

Selâmetle..

Rdemir Kuvayi Milliye

26 Mayıs 2024 | Ramazan DEMİR | Balıkesir