BAYRAMI tatil diye algılayan kesim, eş/dostla kucaklaşmak yerine sahil bölgelerini istila etti. Muhabir arkadaşların ilettiğine göre, Ayvalık, Altınoluk, Ören, Akçay, Güre, Zeytinli, Erdek, Avşa Adası'ndaki manzara ‘iğne atsan yere düşmez’ dedirtiyor.

Turizmciler kazandı” diyeceğim, ama bizim bölgede doğru dürüst turizm anlayışı henüz yok!

Neyse olduğu kadar diyelim.

Zamanla gelişecek elbet.

Türkiye'de ilk turizm hareketinin başladığı şehirse Balıkesir, gün gelir aslına rücü edecektir elbet.

Büyükşehir Belediyesi'nce atılan adımların karşılığını almak için az biraz sabır gerekiyor sadece.

Konuşulması çok gerekiyor turizmin. Başka yazıda değiniriz o konuya.

Asıl meseleye geleyim.

Her bayram olduğu gibi Balıkesir bekçiliği yapmak düştü yine bizim payımıza!

Can kurban böyle bekçiliğe.

Sessizliğin hakim olduğu şehirde bayramı, bayram tadında kutladık. Sahile kaçmayan eş, dost ve akrabayla kucaklaştık.

Edremit Körfezine geçerken bayramlaşma molası veren misafirlerimize kısa Balıkesir turu attırdık.

Her zamankinden daha güzeldi bizim şehir.

Trafik akışı süper, gürültü kirliliği hemen hiç yoktu.

Kimi yol ve kaldırımları, fırsat bu fırsat denilerek işgal edilse de hoşgörüyle karşılamak mümkündü.

Ayda bir huzur bulmak amacıyla gittiğim, avare şekilde ruhlar aleminde dolaştığım Başçeşme'ye araç girişine izin verilmesi ilk kez çileden çıkarmıyordu.

Beni böylesine dingin, mağrur hissettiren olgu, dışarıdan gelen misafirlerimin; “Biz Balıkesir’in bu kadar güzel bir şehir olduğunu hiç bilmiyorduk.” demeleriydi belki de...

Önceeski Balıkesir Evlerinin restore edilmesiyle güzelleşen Aygören'in buram buram tarih kokan sokaklarına alıp götürdük misafirlerimizi. Sonrasında Paşa Camii ve İstanbul'un fethinde gemileri karadan denize indiren Zağnos Paşa'nın kabrinde dua ettik. Bizim müzede basın tarihine yaptığımız nostaljik yolculuğun ardından çıktığımız Çamlıktepe'den şehri kuş bakışı seyredip akşamında Avlu’da Balıkesir lezzetlerini tattırdığımız yemekle şehir turumuzu noktaladık.

Çay/kahve sohbetimiz esnasında İstanbullu dostlarımızdan harika övgüler işittim Balıkesirle ilgili...

Misafirlerimize hissettirmesem de içten içe kıvanç duyuyordum bu şehrin sakini olmaktan, burada doğup, yaşamaktan..

Nasıl övünç duymayayım ki;

Çok değil, bir kaç yıl öncesi, gelen konuklarınıza çay ikram edebileceğin doğru dürüst mekan, gösterebileceğin cadde, sokak, meydan, soluklanabileceğin yaşam alanı yoktu bu şehirde. Ezilip, büzülüyorduk misafirimiz geldiğinde..

Dostlarımız içerisinde Balıkesir adının geçtiği cümleler kurdukça yüreğim coştukca coşuyordu.

Bunu şöyle anlatayım;

Bir çocuk düşünün...

Çok istediği hediyeyi alırsınız da mutluluktan havalara uçar ya..

Tıpkı o çocuksu duyguları hissettim, yaşadım...

Başım dik, göğsüm kabarıktı.

Gurur duyuyordum 10 numaralı şehirle.

Sözüm size kadim şehrin güzel insanları;

Öyle “büyükşehir, ama hiçbir şey yok” diyenlere aldanıp, kendinizi “ezik” hissetmeyin.

Sadece ülkemizin değil, dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz/yaşıyorsunuz.

Çay harici her türlü tarımsal ürünün yetiştiği topraklara, Ege ve Marmara denizlerine açılan kıyılara, Alplerden sonra en fazla oksijenin bulunduğu bölgeye sahip olduğunuzu asla unutmayın.

Hem siz değerlisiniz, hem şehir.

Allah'ın her türlü güzelliği bahşettiği Karesi beyliği topraklarının kıymetini el alemden önce siz bilin...

Arazilerinin peşkeş çekilmesine, doğasının bozulmasına izin vermeyin, göz yummayın...

Demem şu ki,

Ürettikleri projeleri hayata geçirerek bizim şehre kattıkları değer ile gururlanmamıza vesile olanlardan Allah razı olsun.

Bence tüm bunlar başlangıç.

Bugüne kadar gördüklerimiz geleceğin parlayan yıldızı Balıkesir'in fragmanlarıydı sadece..

Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'ı ne kadar tanıyorsunuz bilemem. Lâkin size şu kadarını söyleyeyim.

Henüz kalfalık döneminde Yücel başkan. Siz ustalık döneminde yapacaklarını gördükten sonra şapka çıkartacak, “helal olsun adama, gerçekten vizyon sahibiymiş” diyeceksiniz...

Ez cümle;

Gelecekte turizmi, sanayisi, tarımı ve doğal şehirleriyle çok daha iyi olacak, tanınacak, göç üzerine göç alacak bizim şehir...

Bırakın şu an için gözde olan bölgeleri, Merkez, Körfez ve Marmara'daki şehir merkezlerine yakın köylerde bile mumla arasanız toprak bulamayacaksınız gelecekte. İstanbulluların istilasına uğrayan Havran ile kıyıları neredeyse talan edilen Gömeç bunun ilk işaretidir.

Bir de planlamayı iyi yapabilsek var ya...

Botanik parklara dönüştürülmesi gereken yerlere rezidanslar dikmesek..

Tepeler, yamaçlar boş dururken, ovalara, dere yataklarına 14-18 katlı beton yığınlarına onay vermesek..

Sağlıksız şehirleşmeye gitmesek..

Bir bölgeyi canlandırmak isterken ortamı nefes alınamaz hale getirmesek..

Bir anda 10-15 bin kişinin yaşamaya başladığı bölgelere yapılaşma izni vermeden önce, otoparkından kanalizasyonuna, çocukların okulundan yaşam alanlarına kadar öncelikli/önemli işleri de düşünebilsek/planlayabilsek var ya...

Balıkesir yer yüzündeki cennet olur, cennet vallahi...

Bu arada, "misafirlerini BALBUCKS'a götürmedin mi" dediğinizi işitir gibiyim.

Götürmez miyim hiç!

Kimimizin takılı kaldığı Balbucks ismini bizimkiler çok tuttu, tutmasına da onlar da başka bir mevzuuya takılı kaldı.

Ah keşke o yapılar buraya yapılmadan önce Karesi Türbesi öne çıkarılsaydı. Hacı Sadık Kaya Cami, Ekinil Evi (Birlik Vakfı), Paşa Konağı (Basın Müzesi) da meydana dahil edilmeye çalışılsaydı şehir adına muhteşem bir iş çıkarılmış olmaz mıydı..” diye sordular.

Biz bu günleri görmek için 30 yıldır bekliyoruz.. Buna da şükür...” diyemeden...

Sustum, cevap veremedim!

Kendi adıma şunu da not düşeyim; 

Yıllardır ne zaman İstanbul'a gitsem İBB'nin sosyal tesislerinde yer, içerim.

Hem ucuz, hem hijyenik, hem kaliteli hem İBB'nin hem de Fatih Belediyesi'nin sosyal tesisleri. Üsküdar'daki tarihi Fethi Paşa Korusu'nda çayı/kahveyi/tostu bizim Balbucks'lardan daha ucuza içebilir/yiyebilirsiniz boğaz manzaraıs eşliğinde!

O gün bugündür "niye benim şehrimde yok böyle tesisler" der dururdum. 

Fırıntaş Cafeler ile bunun ilk adımı atılmıştı. Şimdi bir adım ileriye gidildi. 

BALBUCKS sayıları çoğalmalı.

Ayvalık, Edremit ve Bandırma öncelikli tercih olsun. 20 ilçeye yayıldığında bütünşehir Balıkesir olacaktır belki de..

Kuvay-i Milliye Şehri olmak kolaydır, ama BÜTÜNŞEHİR BALIKESİR olunduğunda ilki daha bir anlam kazanacaktır.

Mevzubahis Balıkesir olduğunda; konuştukça konuşasımız, yazdıkça yazasımız geliyor, ama bu bayramlık bu kadarı yetsin...

Sevdiklerinizle birlikte sağlıkla, huzurla, mutlulukla nicelerine ulaşmanız temennisiyle bayramınızı tebrik eder, büyüklerinden ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.

Selâmetle...