İlk gazetenin 5 Mart 1886'da "Karesi" adıyla yayımlandığı Balıkesir'de, basın tarihine yönelik ciddi anlamda bir döküman yok.
Çok zengin olduğu kadar anlamlı geçmişi var aslında Balıkesir Basını'nın. 
Hasan Basri Çantay hazretlerinden Mustafa Necati Bey'e, Hüseyin Vasıf ve Esat Çınar kardeşlerden Varnalızade İsmail Hakkı'ya kadar onlarca ismin imzası var Balıkesir Basını'nda.
İstanbul ve İzmir'in işgalinden sonra  Ses, Doğrusöz, İzmir'e Doğru gazeteleriyle Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ateşini alevlendiren Kuvayi Milliye hareketinde çok önemli rol üstlenmiş Balıkesir Basını. 
Basılan gazeteler, ilçelerimiz başta olmak üzere Manisa Soma ve İzmir Bergama ilçelerindeki insanlarımıza yumurta sepetleri, saman çuvalları içerisinde ulaştırılarak aydınlanmaları ve harekete katılmaları, destek verilmeleri sağlanmış.
***
Böylesine tarihi geçmişe sahip Balıkesir Basını. 
"Terzi söküğünü dikemez" misali, bugünlere taşımayı ne yazık ki beceremedik geçmişimizi. 
Ne bizden önceki neslin zamanı olmuş bunu kitaplaştırmaya, ne de bizim jenerasyonun. 
Emekli asker merhum Abdullah Yurdakük'ün bir çalışması var, ama bunu günümüzde yeterli görmek mümkün değil. 
Yıllar sonra olsa da bu açığı kapatmak için yola çıktık Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti yönetimini oluşturan arkadaşlarımızla birlikte. 
Bugün 128'ncı yılına doğru yol alan Balıkesir Basını'nın geçmişine dair bilgi ve belgeleri yeni nesillere taşımak amacıyla, tarihe not bırakma adına başlattığımız çalışmalar sürüyor.
"Balıkesir Basın Tarihi" kitabını yayımlama aşamasına getirme yanında, camiamıza tahsis edilen tarihi Paşa Konağı'nı "Basın Müzesi"ne dönüştürme yolundaki hazırlıklarımız sürüyor. 
***
Kasım ayı içerisinde açılışını yapmayı planladığımız "Basın Müzesi"nde Hasan Basri Çantay ve Mustafa Necati Bey başta olmak üzere Cevdet Demiray, Münir Yenal, Cahit Aksoy, Cahit Albayrak, A. Ekrem Balıbek, Fikri Özakbaş, Gıyas Yetkin, Ali Gezer, Emrah Sağdıç, Hayati Çelik, H. Nusret Ertüz, Şemsi Aran, Turhan Savaş, Hadi Kural, Avni Baskın, M. Reşit Kıpçak vb. üstadlarımız yanısıra ile öldürülen meslektaşlarımızın anılarını yaşatmayı hedefledik.
Bizim kuşağın temsilcileri olarak böyle bir çalışma yapmamızdaki tek amaç, Balıkesir il ve ilçelerinde 127 yıl öncesinden başlayarak günümüze kadar basılan gazete ve dergilerin kütüphane raflarında veya depolarında ve özel kolleksiyonlarda unutulmasını önleme yanında  Balıkesir Basınına emeği geçenlere şükran borcumuzu ödemektir.
***
Bu vesileyle siz hemşehrilerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. 
Balıkesir Basını ve emektar isimleriyle ilgili elinde, evinde, kolleksiyonunda herhangi bir belge, malzeme olanınız varsa bizimle irtibata geçsin lütfen.
Meslektaşlarımız başta olmak üzere duyarlı hemşehrilerimizin katkılarıyla inşallah alnımızın akı ile tamamlarız bu önemli görevi. 
***
İngiltere dönüşü ağırlık verdiğimiz bu çalışmalar kapsamında yaşayan üstadlarımız yanında matbaa, gazete, radyo ve televizyonlarımızın bürolarına ziyaretlerde bulunuyorum. 
Geçen Cumartesi günü kentin en eski matbaa ustalarından biri Halil Taner'in sahibi olduğu Taner Ofset'e gittim. 
Halil abi, daha ben dünyaya gelmeden bir yıl önce başlamış mesleğe. Yarım asrı tüketmiş meslekte.
Çocuklarına bıraksada matbaanın yönetimini, mürekkep kokusundan bir türlü kopamıyor.
Geçirdiği rahatsızlığa rağmen işinin başında.
Bizim camiadaki eskiler bilir. 
Değil mi ki, matbaa mürekkebi bulaşmıştır size bir kere…
İsteseniz de bırakamazsınız bu mesleği. 
Uzun yıllar gazetelerde de görev yapan, bir dönem Dursunbey ilçesinde gazete yayımlayan Halil abinin durumu da buna benziyor. Tıpkı benim gibi!
***
Gazete ve matbaa camiasının eskilerini yad ettik. 
Cahit Aksoy'dan Fikri Özakbaş'a, Cevdet Demiray'dan M. Aydın Filizel'e, Ekrem Balıbek'ten Fikri Özakbaş'a, Ateş Mehmet'ten (Eran), Mazhar Erensoy'a, Necati Büyükkeser'den Ünal Yakıt'a kadar birçok merhum ustayı rahmetle andık. 
Eski günleri ve bir çoğuyla birlikte mesai yaptığım ustları hatırlamak, anıları tazelemek tarifi mümkün olmayan duyguydu.
"Basın Müzesi" projesiyle ilgili bilgiler aktarıp elindeki malzemeleri bağışlamasını rica ettiğim Halil Taner'le uzun sohbetin sonunda "Haydi bir de Nejat Akpınar'ı ziyaret edelim" diyerek yola düştük. 
Amacımız hal ve hatırını sormak, eski günler üzerine konuşmak, Basın Müzesi ve Tarihi'ne yapabileceği katkı olup olmadığıydı. 
6 Eylül Mahallesi Çiğdem Sokağa vardığımızda, Nejat abinin evinin balkonunda eşi Hasena tezye yalnız başına oturuyordu. 
***
"Nejat abi içerde mi?" diye seslendiğimiz eşi Hasena teyzeden öğrendik Nejat amcanın rahatsız olduğunu. Akçay'daki yazlığında fenalaşmış. Önce Edremit'te bir hastaneye kaldırmışlar; "Burada yapabileceğimiz birşey yok" yanıtını aldıklarında Balıkesir'deki bir özel hastaneye getirmişler. 
Nasıl nüksettiğini anlattı, cereyana kapıldığını aktarıp; "Söyledim, ama dinlemedi" beni diyordu. Belli ki mazaret arayıp, teselli etmeye çalışıyordu kendini Hasena teyze. 
Geçmiş olsuna gidelim dedik yanına. "Yoğun bakımda olduğu için göremezsiniz" deyince teyzemiz, vedalaşıp ayrılırken "Allah acil şifalar versin" demek düşüyordu bize. 
***
Damadı Cengiz Güneş'i aradım. Balıkesirspor'un maçı için Adana'daymış.
Dua etmekten başka yapabilecek birşeyin olmadığını söyledi. 
Ertesi gün öğle saatlerinde Haberci gazetesinin sahibi Necdet Karabaş'tan gelen telefonla "acı haberi" aldık. 
Dün ise, ebedi istiratgahına uğurladık Nejat Akpınar üstadı. 
Cenab-ı Hak gani gani rahmet eylesin, mekanı cennet olur inşallah.
***
Benim bu ölümden çıkardığım sonuç şu:
Balıkesir Basını'nın üstadları tek tek Hak'a yürüyor. 
Merhum Ekrem Balıbek ile "Balıkesir Basın Tarihi" üzerine çok konuşmuştuk.  Çünkü hafızası mükemmeldi. Aynı zamanda iyi bir gazeteci yazardı. Hazırlık yaptığını, artık son aşamaya geldiğini söylüyordu bana. Bilgi ve belgelerini kitapta toplamak nasip olmadı. 
Nejat Akpınar'da, Ekspres, Adalet, Birlik, Yeni Haber ve Politika gazetelerinde yazı işleri müdürlüğü ve yazarlık yaptı. Her bir mısrasında veciz göndermeler yaptığı şiirleri gazetelerin baş sayfalarını süslerdi. 
Ziyaret etmekte geç kalmışız. "Basın Müzesi ve Basın Tarihi" çalışmasıyla ilgili bilgi birikimi ve tecrübesinden yararlanmak nasip olmadı. 
Onlardan öncekilerin sağlığında da zaten ortada böyle bir proje yoktu.
Bugünün çok değerli olduğunu unutmadan elimizi çabuk tutmak zorundayız, çünkü eskilerden pek fazla isim kalmadı. 
Hızlı hareket etmez isek, bu gidişle hepimiz müzelik olacağız!
...